MÜCADELEYİ HAKSIZ OLAN DEĞİL, GÜÇSÜZ OLAN KAYBEDER

Şemsettin KARADOĞAN    


İnsanı erdemli kılan hasletlerin başında mücadele gelir. Öyle ki tarihin seyrine mücadele eden kimseler/toplumlar yön vermiştir. Aynı durum bugün içinde geçerlidir. Çünkü hayat devam ediyor ve bu hayat, bireysel yönüyle de toplumsal yönüyle de kendi içinde binbir meşakkati, sorunu, rekabeti ve tehdidi barındırıyor.

Etrafımıza şöyle bir baktığımızda çizmiş olduğum bu tablo hususunda o kadar çok örnek görebiliriz ki! Bugün için dünyada en bilinen ve en yaygın olan sorun pandemi.

Pandemi sorunu nedeni ile ülkemiz özelinde meseleye bakacak olursak 7 aydır olağanüstülüğün olağanlaştığı bir süreç yaşıyoruz. Kamu ve özel bir milyon yüz bin sağlık çalışanı, gecesini gündüzüne katarak pandemi tehdidi ile mücadele ediyor. 82 milyonun, gözü de gönlü de sağlık çalışanlarında. Herkesin seslendirdiği ifadeyle, tarih yazıyorlar. 

Döner sermaye adaletsizliğinden zorlu çalışma koşullarına, şiddet tehdidinden aşırı iş yüküne, icap nöbeti haksızlığından sözleşmeli istihdam çarpıklığına pek çok sorunun cenderesinde bulundukları da biliniyor. Bu sorunlara rağmen bir an olsun kutsal vazifelerinden taviz vermiyorlar, gece-gündüz alın teri döküyorlar. 

Sağlık ve sosyal hizmet kolunda ülkemizin tek yetkili sendikası Sağlık Sen, bu zorlu süreçte sağlık çalışanlarının yılmaz savunucusu olarak her platformda onların seslerini yükseltiyor, sorunlarına çözüm bulunması için mücadele ediyor. Tüm teşkilatları ile yeri geliyor sahada eylem yapıyor, yeri geliyor masada vakur duruşuyla sağlık çalışanlarının hakkını, hukukunu haykırıyor.

Tüm bunlar yaşanırken, korsan bir elin, sosyal medyada örgütlenerek sağlık çalışanlarını sendikasızlaştırmaya davet ettiğini görüyoruz. İftiralarla, dedikodularla, spekülasyonlarla yürütülen kampanyanın hedefinde Sağlık-Sen var. 

Amaç 253 bin üyeli Sağlık-Sen’e zarar vermek, güçsüz kılmak. Bu fitne hareketinin, sağlık çalışanlarına bir fayda sağlama çabasında olmadığını da görüyoruz. Amacın; sendikasızlaştırma adı altında sağlık çalışanlarını ayrıştırma, seslerini, soluklarını keserek yalnızlaştırma olduğu çok açık.

 Onurlu ve erdemli yürüyüşünde 25 yılı geride bırakan Sağlık-Sen'in mücadele kalemi içinde bu ve benzer odaklarda bulunmaktadır. Bunlara vereceğimiz en iyi cevap, her kulvarda daha fazla mücadeledir. Sağlık çalışanları hiç kimsenin alkış malzemesi olmadığı gibi fitne aracı da değildir. Sağlık çalışanları bu ülkenin en onurlu en asil sağlık emekçileridir.  Emeklerinin tam manası ile hakkını vermek, sorun ve taleplerine hakkaniyetli çözümler üretmek ise ahlaki bir zorunluluktur.

Bu ahlaki zorunluluğun ve sorumluluğun gereği olarak yol yürüyen Sağlık-Sen'in yegane gücü, mücadele azmi ve kararlılığıdır. Teşkilat olarak ne yolumuzdan döneriz ne de mücadele kararlılığımızdan.  O nedenle her fırsatta söylediğimiz gibi birimize, beşimize, ellimize değil,  253 bin üyemizin her birine çok büyük görev ve sorumluluklar düşmektedir. Biz gücümüzü, bu şekilde topyekûn yürüteceğimiz örgütlü mücadelemizden alırız. Çünkü mücadelede haksız olanın değil, güçsüz olanın kaybedeceği açıktır. Çok şükür haklı olduğumuz gibi güçlüyüz de. Gün mücadelemize, sağlık emekçilerinin mücadelesine daha fazla omuz verme günüdür.

Selam olsun; güçlüyü değil, haklıyı güçlü kılma mücadelesine omuz verenlere…
 

  • PAYLAŞ :