NASIL BİR MÜCADELE (!)

Şemsettin KARADOĞAN    


Teknolojide özellikle de kitle iletişim araçları alanında yaşanan büyük değişim, hayatın her alanını etkilediği gibi sendikal mücadeleyi de doğrudan etkilemektedir.

Örneğin artık hiçbir sendikal örgüt, üyelerini veyahut destekçilerini meydanlara yığmanın hesabını çok da fazla yapmıyor. Yapsalar da bunun gerçekçi bir hesap olmadığını biliyorlar.

Sendikalar bunu yapmak yerine, sosyal medyada etkin olmanın, seslerini, mücadelelerini kitlelere duyurmanın yollarını arıyor. Bu çerçevede teşkilatlarını eğitiyorlar, profesyonellerden destek alıyorlar ya da bu alanda uzman kimseler istihdam ediyorlar.

Ancak sonuç bir türlü istedikleri gibi olmuyor, olamıyor. Bu arada şunu da kabul etmek gerekir ki memur sendikacılığı, işçi sendikacılığından bu hususta birkaç adım önde gidiyor. 

Aslına bakılırsa, sendikaların mücadelelerinde sosyal medyayı merkeze alan yaklaşımı, çağın ruhuna oldukça uygun. Fakat üyeler, çalışanlar, memurlar, işçiler sendikaların paylaşımlarına oldukça sınırlı ölçüde destek veriyor. Verilen eğitimlere, yapılan telkinlere ve sunulan desteklere rağmen sonuç çok da fazla değişmiyor.

Neden acaba? Aslında nedeni çok basit; saha aktif sosyal medya desteğini mücadelenin bir parçası olarak görmüyor, inanmıyor. Yani sahada amaç – araç uyuşmazlığı sorunu yaşanıyor. Daha açık ifadeyle, sendika merkezleri sosyal medya kullanımını amaca uzanan en etkin araç olarak görürken, saha buna yeterince inanmıyor.

Geneli itibarıyla saha, pek çok çeşitteki sosyal medya mecralarından birini veya birkaçını kullanıyor. Ancak kullanım gerekçeleri arasında sendikal mücadele, ne yazık ki üst sıralarda bulunmuyor. Böyle olunca da sendikal mücadele, temelden sarsılıyor, muhataplarının gözünde değersizleşiyor.

Kanaatimce sahasını, sendikal mücadelede sosyal medyanın hayatiyetine ikna eden sendika, özgül ağırlığı olan sendika olacaktır. Böyle bir sendikanın gündemi belirleyen ve hatta damga vuran sendika olacağı da açıktır.

Çizmiş olduğum çerçeveye en yakın sendika Sağlık-Sen’dir. Teşkilatlarımızın zorlu pandemi sürecindeki kararlı duruşu ve etkin mücadelesi, sahada özellikle sosyal medya kullanımı hususunda önemli bir zemin oluşturdu.

Şimdi bu zemini çok daha kuvvetli hale getirmemiz gerekiyor. Bunun için de küçük – büyük sorumluluk sahibi tüm arkadaşlarımıza büyük görevler düşüyor.

Bu manada Toplu Sözleşme süreci hepimiz için bir fırsat teşkil ediyor. Teşkilat olarak bu fırsatı iyi değerlendirmemiz gerekiyor. Her bir arkadaşımızın aktif sosyal medya desteğiyle; davamızı, mücadelemizi, haklılığımızı ve kararlılığımızı tüm Türkiye’nin gündemine taşımamız mümkün.

Mücadelemizin daim olması temennisiyle… Zorlu pandemi sürecindeki çalışmalarımızın etraflıca ele alındığı dergimizin hayırlara vesile olmasını temenni ediyorum.

  • PAYLAŞ :