SENDİKAL MÜCADELEDE SENDİKAL KÜLTÜR SORUNU

Demokratik ülkelerde en önemli toplumsal ve siyasal unsurların başında sendikalar gelmektedir. 

Bunun başlıca nedeni çalışanların, emekçilerin hak ve hukuklarını korumak amacıyla mücadele veren sendikaların, aynı zamanda insan hakları, hukukun üstünlüğü, özgürlük, eşitlik gibi evrensel değerlerin de savunucuları olmalarıdır. 

Sendikalar bu mücadeleleri hakkıyla verdikleri oranda toplumsal kabul görüp, siyasal ve toplumsal meşruiyet elde ederler. Aksi taktirde, kısıtlı dayanışma örgütlerine dönüşürler ki bu durum sendikaların toplumsal yaşamla bağlarının kesilmesi demektir. 

Bu noktada “nasıl bir sendikal mücadele” sorusu öne çıkmaktadır. Yaklaşık 20 yılını bu mücadelenin içinde geçiren biri olarak, bu vakte kadar ilgili hemen herkesin bu soruya bir   şekilde cevap verdiğini biliyorum.

Farklı siyasi çizgilerin, demokrasi ikliminden yeterince nasiplenmediği ülkemiz siyasetinde, elbette bu sorunun cevabı önemlidir. Verilen tüm cevapları da saygıyla karşılamak gerekir. Bana kalırsa ise sendikal mücadelenin nasıl yürütüleceğinden önce, çok daha temel bir sorunumuz var. O da sendikal mücadelede sendikal kültür sorunudur. 

Her coğrafyada olduğu gibi ülkemizde de sendikalar bir şekilde yasalarla kurulurlar ve rutin işleyişlerini bu doğrultuda sürdürürler. Ancak bu sendikaların; siyasal ve sivil alanla, sosyal dokuyla, toplumsal zeminle yaşam bağlarını yasalar belirlemez. Daha doğrusu belirleyemez, gücü ve kudreti yetmez. Belirleyecek olan şey, sendikal kültürdür. Elbette, bu da bir günde oluşmaz, oluşamaz. 

Sendikal mücadelede sendikal kültürün etki ve gücünü, barajların yüksek ve kalın duvarlarından bir yolunu bulup, akan su sızıntısına benzetebiliriz. 

Köklü, bilinçli, kararlı, inançlı ve cesur sendikal kültüre sahip sendikalar tüm hesaplarını sayılar ya da sonuçlar üzerine yapmazlar. Günü kurtarma derdinde olmazlar. Mücadele verilmeden elde edilen kazanımın, günü kurtaracağını ancak yarın bir gün uçup gidebileceğini çok iyi bilirler.   

Bu noktada soruyu şöyle sormamız gerektiği inancındayım; sendikal mücadelede sendikal kültür nasıl oluşur? Cevabı hem zor hem de kolay bir soru…

Kolay olanından hareketle cevap verecek olursak, damla damla oluşur dememiz gerekir. Evet, damla damla… Her adım her ses her yayın bir damladır. 

Bu manada elinizde tutmuş olduğunuz dergi de bu damlalardan bir tanesidir. Son sayımızdan bugüne yapmış olduğumuz çalışmaların, mücadelemizin özeti ile konulara genel bakışımız burada yer almaktadır. Sendikamıza, mücadelemize, kültürümüze güç vermesini temenni ediyorum. 

Selam ve muhabbetle...

  • PAYLAŞ :