KAMU SENDİKACILIĞININ BU 'DURUŞA' İHTİYACI VARDI!

Ülkemizin en bilinen özelliği gündeminin yoğun olmasıdır. 

Bu bazen siyasi bir gündem olur, bazen doğa olayı olur, bazen de beşeri ilişkiler temelli bir gündem olur. 

Velhasıl gündem eksikliği hiç çekmeyiz… bu da demek olur ki medya, bizim gibi ülkelerde rutin seyir izleme lüksüne sahip değildir. 

Geçtiğimiz aylara şöyle bir bakacak olursak; artçı seçim tartışmalarından partiler arasındaki atışmalara, yanı başımızdaki iç savaşın yakıcılığından terör saldırılarına, küresel ölçekli ticaret savaşlarından ekonomimizin seyrine kadar onlarca sıcak gündem maddesi yaşadığımızı görürüz. 

Bunlar arasında bir gündem maddesi daha vardı ki gündem bolluğuna ve yakıcılığına rağmen öne çıkarak toplumumuzun algı dünyasında kendine yer açmasını bildi; Toplu Sözleşme görüşmeleri. 
Her sendika gibi Sağlık-Sen olarak bizler de aylar öncesinden bu görüşmeler için hazırlık yaptık. 

Öyle ya Toplu Sözleşme görüşmeleri bir anlamda sendikaların varlık nedenidir. 

En başından itibaren hem sendikal varlığımızın gereği hem de 252 bin üyemiz ve yüzbinlerce hizmet kolu emekçisinin beklenti ve sorumluluğuyla hareket ettik. 

Beklentinin, sorumluluğun, yükün büyüklüğünü dikkate alarak her adımımızı istişare ederek attık. 

Ne de olsa geçmişte birtakım yaşanmışlıklar vardı ve bunlardan ders almak mecburiyetindeydik. 

Bol keseden atıp tutmak yerine, medya organları önünde racon kesmek yerine, yetkili ve etkili kurullarımızda her detayı  en ince ayrıntısına kadar irdeleme yoluna gittik. 

Sonunda, kararı Kamu Hakem Heyeti verdi… İtiraz hakkımızı bu aşamada da kullandık ve hakemin hakemlik değil, noterlik yaptığını söyledik. 

Süreci başından itibaren takip edenler, Toplu Sözleşme görüşmelerine ilişkin detayları yakından biliyorlar. 

Şahsen başka bir yöne dikkat çekmek istiyorum. 

O da şu; belki Toplu Sözleşme görüşmelerinden istediklerimizi alamadık… kamu sendikacılığının hukuki alt yapısından kaynaklı manevra alanımızın sınırlı olduğunu da gözardı etmemek gerekiyor. 

Buna karşın; argümanlarımızdaki tutarlılığımızla, haklı ve yerinde taleplerimize olan inancımızla, dik duruşumuzla gerek kamu çalışanları gerekse kamuoyu nezdinde yüksek düzeyde pozitif algı oluşturduk. 

Kamu sendikacılığının buna ihtiyacı vardı… Sendikal kültür ve birikim, bu tür hadiselerle oluşuyor ve uzun soluklu mücadele kararlılığı tüm bunlardan güç almaktadır. 

Bu nedenle, biz de iki ayda bir yayınladığımız dergimizin, bu sayısını, oldukça hareketli geçen 5. Dönem Toplu Sözleşme görüşmelerine ayırdık. 

Söz uçar, yazı kalır deyişinden hareketle ve yoğun ülke gündemi arasında kaybolup gitmesin düşüncesiyle, Toplu Sözleşme görüşmelerinin tüm aşamalarını bu sayımızla kayda geçirmiş olduk… 

Emeğimizin, sendikal mücadelemize ve hedeflerimize katkı sunması temennisiyle…

 

 

  • PAYLAŞ :