TDK, HAKEM KELİMESİNİN ANLAMINI GÜNCELLEMELİ

Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğüne göre “Hakem” şu anlamlara gelmektedir;

1. Tarafların aralarındaki anlaşmazlığı çözmek için yetkili olarak seçtikleri ve üzerinde anlaştıkları kişi.

2. Belirli bir konudan iyi anlayan kimse.

3. Seçme ve karar verme yetkisi bulunan kimse.

4. Spor karşılaşmaları, yarışmaları kurallara uygun ve yansız olarak yöneten kimse.

Peki, bu detay bilgiyi neden paylaştım?

Hakem kelimesini hiç mi duymadık? İlk defa mı karşılaşıyoruz? Yoksa sözlüklerden kelimelerin detaylı anlamlarını öğrenmek gibi yeni bir alışkanlık mı kazandık bu yaştan sonra? Tabii ki amacım bunların hiçbiri değil.

Özellikle kamu çalışanları, uzlaşmazlık neticesinde Kamu Görevlileri Hakem Kuruluna intikal ettirilen Toplu Sözleşme görüşmeleri sürecinde hafızalarındaki “hakem” kelimesinin anlamanı bir kez daha güncellediler. Bu güncellemeyi, kafaları daha çok karıştığından ve bugüne kadar bildiklerini zihinlerinden silerek, kelimeye yeni anlamlar yükleneceğinden habersiz olarak yaptılar.

Nereden bilebilirlerdi ki sözlükte “Belirli bir konudan iyi anlayan kimse” diye açıklanan hakemin yazıldığı gibi okunmadığını… Sözlükte yazılanın aksine; ülke gerçekleri, geçim sıkıntısı, hayat pahalılığı, enflasyon gibi mevcut ekonomik durumu yansıtmaktan uzak, memurun sırtındaki kamburdan haberi olmayan kimse manasına geldiğini nereden bilebilirlerdi ki!

Yine, yaptığımız bir yarışma olmasa da “yarışmaları kurallara uygun ve yansız olarak yöneten kimse” diye yazılan anlamının da yazıldığı gibi olmadığını, gerçeklerden ve hakkaniyetten uzak, tarafgir ve hatta noter manasına geldiğini de bilmiyorlardı.

Bizler görüşmelere başlamadan aylar öncesinde çalışmaya  başlamış olup dersimize iyi çalışmış, her ayrıntıyı planlamış, sahanın eksiklerini, gereksinimlerini düşünmüş ve sonuç olarak da bunları masaya taşımış durumdayız. Çünkü bizler sahadan geliyoruz, sahadan hiç kopmadık. Taleplerimizin hiçbirini klavye başında, masa başında oluşturmadık.

Masada, yıllık izinlerde döner sermaye kesintisi yapılmamasından, döner sermayenin %20 artırımlı ödenmesine, nöbet ücretlerinin artırılmasından, icap nöbeti ücretinin ödenmesine, röntgen ve laboratuvar birimlerinde acil servise hizmet verenlerin riskli birim katsayısından faydalandırılmasından, lisans tamamlamaya hizmetli kadrosundaki çalışanların idari memur kadrosuna geçmeleri  birçok başlıkta sağlık ve sosyal hizmet çalışanlarının taleplerini  gündeme getirdik. En önemli taleplerimizden olan, hizmetliden memura, hemşireden doktora tüm çalışanların faydalanacağı, sabit döner sermayeye %20 zam talebimizin de karşılık bulmaması neticesinde masayı terk etmek zorunda kaldık.

Kamu işveren heyetinin tekrar daveti ile yeniden görüşmelere başladık, bizler taleplerimizden taviz vermeyeceğimizi bildirdik, ancak kamu işveren heyeti hiçbir gerekçe göstermeksizin taleplerimize kulak tıkadı. Bizler de teşkilatlarımızın ve 250 bin üyemizin bize yüklediği sorumluluğun bilinciyle, onurlu bir davranış göstererek  uzlaşmaya yanaşmadık.

‘Kamu Görevlileri Hakem Kurulu’ süreci ise tam manasıyla adaletsizliğin, tarafgirliğin, anlamadan, dinlemeden  onay vermenin vücut bulmuş hali olmuştur. Kelime manasıyla hiç alakası olmamasına rağmen tam olarak hakem=noter olmuştur.

Bizler masada hiçbir zaman yapıyormuş gibi davranmadık!

Sözüm ona bazıları gibi sadece masada sandalye işgal etmedik!

Dün masada sesini bile çıkarmayanlar bugün klavye başında  naralar atıyor, boş boş konuşup algı oluşturmaya çalışıyorlar. Biz sizi masa da gördük, dut yemiş bülbül gibiydiniz sessiniz soluğunuz çıkmıyordu.

Biz yine sahadayız! Yine sağlık çalışanlarının yanındayız. Toplu Sözleşme yasal çerçevede tamamlanmış olabilir. Ancak biz yine sağlık çalışanlarının haklı taleplerini dile getirmeye, onlar için mücadele etmeye devam edeceğiz.

Bir görev de TDK'ya düşüyor. Lütfen, Kamu Görevlileri Hakem Heyeti'nin son tutumuna bakarak lügata hakem kelimesine uygun bir anlam girin!

 

 

  • PAYLAŞ :