YOLDA KALMAK VE YOL AÇMAK ARASINDAKİ FARK

İş üretmek yerine bahane ve mazeret üretmek erdemlilerin değil, olsa olsa acemilerin yapacağı iş olur. Bu evrensel kuralı insanın olduğu her alanda görebiliriz.

Örneğin bir belediye başkanı, hiçbir hizmet ortaya koyamadığı için “temel atmıyorum, para bulamıyorum” diyerek şov yapmaya başlamışsa, bu davranışı acemiliğinin ötesinde, yapabileceği hiçbir şey olmadığını da ortaya kor.

Gayesi, amacı, hedefi iş üretmek olan kişi, ne yapıp edip iş üretir. Yani iş yapmanın bir yolunu bulur, bulamıyorsa, anlayandan, bilenden akıl alır, işin yolunu açar. Yeter ki istenilsin… Yol yoksa yol açılır, su yoksa dağlar delinerek su getirilir, işler yürümüyorsa çizmeler giyilerek sahaya inilir.

Ecdadımızın güzel bir sözü var; tekeden teleme çalmak diye. Bu söz tam da bu durumu anlatır. Yeter ki istensin!

Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın Türkiye siyasi hayatına getirdiği en önemli vizyonlardan biri, işte bu anlayıştır.

Sistemin eksiklikleri, bürokrasinin hantallığı, iş bilmez yöneticilerin basiretsizlikleri şüphesiz ki iş yapmak isteyenler için engel teşkil edebilir.

Ancak bunları bahane ederek mazeret üretmek, işin üstüne yatmak, millete kötülük etmekten başka işe yaramayacaktır. Dolayısıyla büyük kitlelerin desteğini kazanmış insanların, kötü giden sisteme çark olmak değil, sistemi değiştirmek gayesine sahip olması gerekir.

Buradan şuna gelmek istiyorum…  Sağlık-Sen genel merkez yönetim kuruluna seçildiğimiz günden bugüne geçen 8 ayda, durmak bilmeden, adeta çoluk çocuğumuzun yüzünü görmeden, evimize uğramadan çalışmamızın tek nedeni, yerinde sayan sistemin dişlisi olmak yerine, hizmet üreten sistemin dönüşmesine yardımcı olmaktır.  

Çok şükür önemli ilerlemeler de kaydettik.

Örneğin, sistem ve bürokrasi, sağlık ve sosyal hizmet çalışanlarına 4+2 sözleşmeli kadroyu dayatıyordu. Biz ‘bu çok fazla’ dedik, 3+1’e indirilmesini sağladık. Yeter mi yetmez! Sözleşmeli çalıştırma uygulamasının tamamen kaldırılması gerekir. Kamu hizmeti, hele hele sağlıkta kamu hizmeti sözleşmelerle yürütülemez.

Yine aynı sistem ve bürokrasi, 4b ve 45a sözleşmeli kadrodakilerin eş durumu tayinlerindeki sorunlarını görmezden gelirken, biz yeni bir yol açmayı erdem bildik. Bu durumdaki arkadaşlarımızın eşleriyle, aileleriyle kavuşmalarının yolunu açtık yani gönülleri birleştirdik. Kuralar çekildi, tayinler gerçekleşti bile. 

Sistem ve bürokrasi demişken, Toplu Sözleşme görüşmelerini hatırlamamak olmaz. 

Seçilmiş liderleri bile vesayet altına almaya çalışan bürokratik yapı, Toplu Sözleşme masasında memurları yine hayal kırıklığına uğratınca, “masanın himmetine muhtaç değiliz” restini çekerek Hakem Heyeti’ne başvurduk. Beklentimiz, adil olmasıydı. Tam tersi oldu, Hakem Heyeti, milyonlarca memurun vebaline girdi.  Bu durum, bize yeni yollar aramaya sevk etti. Bu süreçte, gerek mahkeme yoluyla gerekse etkin sendikal lobi faaliyetleriyle önemli kazanımlar elde ettik.  Böylece, yeni yolların, farklı alternatiflerin her zaman bulunabileceğini göstermiş olduk. 

Bizim durduğumuz yer belli; çalışan, üreten, alın teri dökenlerin yanı… bunu yaparken de kimsenin kimliğine bakmıyoruz. Hele haksızlığa asla rıza göstermeyiz. Haksızlık ve usulsüzlük teşkilatımızdan bile gelse, karşısında durmak bizim erdemli duruşumuzun şartıdır. Bu hassasiyetle yol alıyoruz ve seçildiğimiz günden bu yana gerçekleşen hiçbir şube seçimimizde, mağduriyet yaşanmasına müsade etmedik. Tüm seçimler, isteyen herkesin başkan adayı ve delege adayı olarak başvurabildiği, güven ortamlarında gerçekleşmiştir. Aynı durum, büyük şubelerimizden biri olan Konya seçimleri için de geçerlidir. Konya seçimleri için 500’den fazla delege adayı başvurarak adeta rekor kırdılar. Bu başvuruların tamamı kabul edildi. Elbette bu tablo, Genel Merkezimizin, şube seçimlerinin demokratik olabilmesi için gösterdiği çabanın bir örneği ve eseridir. 

Sağlık-Sen genel merkezi olarak; sağlık çalışanlarına hizmet etmek isteyen herkesin yarışabileceği, çalışanlarımızın oylarına talip olabileceği, tam demokratik, hür, güvenilir ve şeffaf seçim süreçlerinin teminatı olduğumuzun altını çizmek isterim. Birlik ve beraberlik çizgisinin kalemi, adaletin parmakları arasındadır. Adaleti kim sağlarsa, birlik ve beraberliği sağlamakta ona nasip olacaktır.
Adaleti mutlak, iyiliği bol, rahmeti sonsuz Allah’a emanet olmanız duasıyla...
 

  • PAYLAŞ :