5. DÖNEM TOPLU SÖZLEŞME GÖRÜŞMELERİ ÜZERİNE

Toplu sözleşmenin amacı “çalışan haklarını verilmesi ve  iş barışının sağlanmasıdır”. Buna rağmen toplu sözleşme görüşmelerinde adalet tesis edilmemiş, kamu çalışanları  gerçeği görmezden gelinmiştir. 

Hakem Kurulu da, milyonlarca kamu görevlisi ve emeklinin umutla beklediği, 2020-2021 yıllarını içeren maaş ve özlük haklarına ilişkin sağlık çalışanları ve tabi kamu çalışanları adına büyük bir hayal kırıklığı yaratmıştır.

Çoğunluğu atanmışlardan oluşan bir Hakem Kurulu’ndan objektif bir karar çıkmadı. Sonuçta hükümetin teklifini onaylanmış oldu. 

Memur ve emeklilere 2020 yılı için yüzde 4+4, 2021 için ise yüzde 3+3 zam yapılması kesinleşti. Kamu görevlileri yaşam koşulları açısından cendereye sokulmuş oldu. 

Kamu işveren heyeti, sağlık çalışanlarını anlamaya gayret göstermediği gibi uzlaşma zemini üretecek bir teklifle de masaya gelmedi, Hakem Kurulu da, Kamu Görevlileri Hakem Kurulu gibi değil, İşveren noteri gibi davrandı.

Memurlar, emekliler ve aileleriyle birlikte sayıları 20 milyona varan bir kesimin durumunu etkileyen bu önemli süreç kamuoyu vicdanında sorgulanacaktır.

Biz teşkilat olarak 5. Dönem Toplu Sözleşme Görüşmelerine dersimize iyi çalışarak başladık. Şubelerden topladığımız toplu sözleşme talepleri, yaptığımız anket çalışmaları, birebir üye talepleri ve geçmiş dönemlerde yapılan çalıştaylar ışığında topladığımız talepleri, konusunda uzman bir ekiple süzgeçten geçirerek en önemlilerini masaya taşıdık.

Hazırlık sürecince üzerinde çalıştığımız, 1 Ağustos’ta başlayan toplu sözleşme görüşmelerinde de masaya getirdiğimiz  kamu görevlilerini ilgilendiren hayati tekliflere  duyarsız kalınmasının doğru olmadığını müzakere süresince her fırsatta ifade ettik ve gerekli uyarılarımızı yaptık.

Toplu sözleşme sürecinde sahanın talepleri doğrultusunda dik duruşu bozmadık. Tekliflerimizi gerekçeleri ile, alternatif çözüm önerileri işverenle görüşmelerimizde dile getirdik. 

İyi bir pazarlık stratejisinin yürütülmesine, taleplerin ciddiyetle gündeme getirilmesine rağmen, işveren heyetinin iş bilmezliği ve kanunun eksik ve yanlış hükümlerinin de etkisiyle müzakere sürecinde mutabakata varılan teklifler bile  göz ardı edildi ve sürüncemede bırakıldı.

Döner sermayeden, İcap nöbetlerine; sözleşmelilerin kadroya alınmasından,  lisans tamamlamaya kadar acil çözüm bekleyen önemli bir çok teklifimizin, ne kamu işveren heyetinde ne de hakem kurulunda dikkate alınmamasını, sağlık çalışanlarının emeğin değersizleştirilmesi olarak görüyoruz.

Yürürlüğe girdiği 2012 yılından beri, 4688 sayılı Kamu Görevlileri Sendikaları ve Toplu Sözleşme Kanununun, kamu görevlilerinin ve emeklilerin sorunlarını çözecek nitelikte olmadığı bu görüşmelerde net olarak ortaya çıkmış oldu. Kanunun bu hali ile toplu sözleşme görüşmelerinin kamu çalışanlarına somut kazanımlar sağlayacak bir yapısı bulunmuyor.

Toplu sözleşme sürecinin, katılımcı ve sonuç alıcı bir noktaya taşınması gerekiyor. Toplu sözleşmede memurların geniş bir şekilde temsil edilmesi, kamu görevlileri heyetinin çoğunluğuna bağlı bir imza sistemine geçilmesi, itiraz mekanizmalarının yeniden düzenlemesi gerekiyor.

Sonuç olarak; 5. DönemToplu Sözleşme Görüşmelerinin kaybedeni Kamu işveren ve hakem heyetidir. Kazanç üretmeyecek, çalışanların haklarını gözetmeyen bir teklifin imzalanmaması normaldir ve sağduyu ile karşılanmalıdır. Üyelerinin ve kamu oyunun nezdinde itibarı yüksek bir Sağlık-Sen, ülkenin geleceğine daha faydalı olacaktır.

 

 

 

  • PAYLAŞ :