Orta Vadeli Program Memuru Hedef Almamalı
28 Eylül 2017, Perşembe

Memur-Sen Genel Başkan Yardımcısı Hacı Bayram Tonbul, açıklanan 2018-2020 orta vadeli programa ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Memur-Sen Genel Başkan Yardımcısı Hacı Bayram Tonbul, "Maliye Bakanı tarafından 2018-2020 orta vadeli programa ilişkin yapılan açıklamada yer verilen, genelinde vergi, özelde ise gelir vergisi artışları; "Büyüyen Türkiye’yi” “Vergi Yükü Büyüyen Kamu Görevlerine” dönüştürme gayretidir" dedi.

Tonbul sözlerini şu şekilde sürdürdü: "Kamu görevlileri dahil çalışanların maaş ve ücretlerindeki vergi yükünün azaltılması yönünde talep, teklif ve beklentilerin olduğu bir süreçte maliye ve ekonomi yönetimin aksi bir tutumla gelir vergisi tarifesinin üçüncü diliminde 3 puanlık artışla gelirler için uygulanan yüzde 27 oranının yüzde 30'a çıkaracakları açıklaması orta vadeli programın ortamı germeye, emek kesiminin payını düşürmeye tahsis edildiğini göstermektedir. 3. ve 4. Dönem Toplu Sözleşme tekliflerimiz arasında yer verdiğimiz, gerek masada gerekse toplu sözleşme dışındaki platformlarda yapılması gerektiğini/yapılabilirliğini gerekçeleriyle ortaya koyduğumuz kamu görevlilerinin gelir vergisine ilişkin ’i aşan kısmının kamu işverenince karşılanması teklifimizle ilgili olumlu yaklaşım sergilenmesi gerekirken tamamen zıt bir iradenin ortaya konması ve üçüncü kademe gelir vergisinde ’i aşan bir artırımın söz konusu olması ekonomi yönetiminin büyük Türkiye söylemine dair inandırıcılığını, Memur-Sen de tüm kamu görevlileri de tartışmaya açacaktır. Diğer kesimler vergi yüklerinin artırılmasını yansıtma yoluyla sorun olmaktan çıkarabilir durumdayken emek kesimi dahil dar gelirliler bu vergi yükü artışını mevcut gelirlerinden karşılamak ve bu nedenle de gelir kaybı yaşamak zorunda kalacaklardır."

Sermaye ve finans kesiminin kaynak ve kar artırdığı bir dönemde kamu görevlileri açısından “kemer sıkma” dönemini hatırlatacak yaklaşımlara karşı olduklarını ifade eden Tonbul, "Büyüme rakamlarının %5,5’ları aştığının ilan edildiği, ekonominin ve kamu maliyesinin dirayetinin kürsülerden paylaşıldığı, enflasyonun dizginlendiği vurgusunun sıkça yapıldığı bir konjonktürde kamu maliyesi kaynaklarını artırmanın, bütçe açığını azaltmanın ya da sabit tutmanın kaynağı olarak ücretlilerin maaşının görülmesi ve bu amaçla gelir vergisinde oran artışına tevessül edilmesi Türkiye’nin en büyük Konfederasyonu, Toplu Sözleşme masasının yetkilisi olarak kabul edeceğimiz ya da sessiz kalacağımız bir durum değildir. Sermaye ve finans kesiminin kaynak ve kar artırdığı bir dönemde kamu görevlileri açısından “kemer sıkma” dönemini hatırlatacak yaklaşımlara vereceğimiz tepki ve ortaya koyacağımız irade umuyor ve bekliyoruz ki yanlış hesabın Bağdat’tan değil Ankara’dan dönmesini sağlar. Orta vadeli Program yayımlandığında konuya ilişkin daha detaylı açıklamayı kamuoyuyla paylaşacağız." 

PAYLAŞ :