ELEŞTİRİ AHLAKI VE OPORTÜNİST KARAKTER

Düşünceler: bireylerin kişisel özellikleri üzerinde değil, ilkeler ve fikirler üzerinde sürdürmek doğru olanıdır, olması gerekendir. Tartışmayı bireysel özellikler üzerinden yürütmek hem konudan uzaklaşmayı hem de konuyla doğrudan ilgisi olmayan bir düzleme çekmekle sonuçlanır. Böyle bir tartışmadan verimli bir sonuç beklemek hayaldir. Kazanma hırsı ve kaybetme korkusunun egemen olduğu bir tartışmayı sürdürmenin ve eleştiri yapmanın hiçbir değeri yoktur. Burada gerçeği arama değil üstün gelme kaygısı hakim olmuştur, bu tür eleştirilerde konunun kendisi çoğunlukla arka planda kalır ve ulaşılabilen hiçbir sonuç çıkmaz. 

Eleştiri yaparken ihmal edilmemesi gereken bir ilke de eleştiriye konu olan bilgi ya da olayın doğru olmasıdır. Doğruluğundan kesin emin olmadığınız bilgi üzerine yorum yapmamak gerekir. Eleştiride dayanılan bilginin doğruluğu test edilmemişse yapılan yorumun isabetli olması mümkün değildir. Eleştiri yaparken doğruluğu test edilmemiş bilgileri kullanmaya çalışmak temelde bir ahlak sorunudur. 
Bir gruba cemaate STK’ya mensup olmanız sizi adaletten ayırmasın. Grubunuzun yanlışlarını sahiplenmeyin, her grubun cemaatin STK’nın insanlardan oluştuğunu unutmayın. İnsan hatadan arınmış bir varlık değildir. Bu yüzden eleştiri yaparken grubunuzun önceliklerini değil hakikatin kendisine ve doğru bilgiye ulaşmayı amaç edinin. Aksi takdirde bağlı bulunduğu grup içinden konuşmak hakikati onunla özdeşleştirmek sağlıklı eleştiriyi engelleyen bir davranış biçimi olur. 

İnsanların sizden farklı düşüneceği gerçeğini gözden uzak tutmayarak yapılan farklı eleştirilere karşı hoşgörülü olun. Hiç kimse sizin gibi düşünmek sizin gibi inanmak olayları sizin gibi analiz etmek zorunda değildir. Hayatın çoğulcu olduğunu aklınızdan çıkarmayınız Tarih insanların etkin olduğu bir alandır. Peygamberler hariç ki onların hataları Allah tarafından düzeltilmiştir; tarihte etkili olan her aktör insandır ve insan olmanın zaaflarına sahiptir. Bu yüzden bilgisi tartışılamaz bütün zamanlar için geçerli bilgi üretmek insanın yapısına aykırıdır. 

Olayları sosyolojinin sınırları dışına taşıyıp sürekli komplo teorisi ile açıklamaya çalışmak çoğu kez insanları gerçeklerden koparır. Gerçeklerden kopan spekülatif düşünceler kendi içinde tutarlı olabilir ancak hayatın gerçekleri ile uyuşmaz. Eleştiri yaparken uygulanması mümkün olmayan ve hayatın gerçekleriyle uyuşmayan retorik, üzerinde yürümeyin. Aksi halde karşıdakine nasıl davranacağı tamamen kendisi ile o kişi arasındaki güç dengesi üzerine oturur ki bu da oportünist dediğimiz pohpohlama edebiyatı öğreterek yalakalığı kendisini küçültecek raddeye kadar sürdürmekten gocunmayan karakterdedir.  Çünkü oportünistlerin peşinde olduğu şey bir güçlü kişinin ardına gizlenerek dizginleri elde tutma isteğidir, korktukları şey ise afişe olmak gerçek niyetiyle tanınmaktır. 

İronik olan şu ki; kazançlı çıkmak için sahnede daha fazla yer almaları gerekiyor. Ama sahnede olduklarında da hitap ettiği kitle tarafından daha apaçık bir biçimde tanıyor olmalarıdır.

Sonuç olarak, eleştirinin en güzeli kendi kendini eleştirinin öznesi yapabilmektir. Doğru eleştiri içeriden dışarıya yapılan eleştiridir. Kendini hiç eleştirmeden sürekli dış etkenleri öne çıkarmak kendi zaaflarını gizleyen bir tutuma dönüşecektir. Bu da kendini içinde bulunduğu grubu eleştirinin dışına taşımak demektir. 

Konumu ve bilgisi ne olursa olsun bir kişiyi tartışma ve eleştiri dışına çıkarmak ona eleştirisizlik zırhı kazandırmak o kişiyi kutsallaştırmaya yol açar. Bu onun için rahatlatıcı olabilir ama hiçbir zaman sorun çözücü değildir. 

Memur-Sen ve buna bağlı Sağlık-Sen olarak bizler Mehmet Akif İnan’ın Erdemliler Hareketi dediği bu yürüyüş ile ilkelerimizi medeniyet değerlerimizi temel alarak toplumsal barış hoşgörü ve uzlaşının sağlanması, kardeşlik hukukunun korunması için hak ihlalleri ile mücadele ederek adaletin tesisine öncülük etmek mücadelesini şiar edindik etmeye devam edeceğiz.


Selam ve Dua ile…

 


 

  • PAYLAŞ :