Engelleri Aşmada Devlet Daha Çok Sorumluluk Almalı

 

 Sendikamız Genel Başkanı Mahmut Kaçar'ın 3 Aralık Dünya Engelliler Günü mesajı:

Yaşamımızın her anında engelli bir birey olma ihtimalimizin olduğu gerçeğini yıl boyunca unuttuğumuz, hayata tutunmak için direnen engellilerimize, sahip olduğumuz yanlış bakış açısı ve yargılar nedeniyle nasıl hayatı çekilmez kılabildiğimizi düşünmeden geçirdiğimiz bir yılın daha 3 Aralık günündeyiz.

 

Bugün 3 Aralık Dünya Engelliler Günü.

 

Sahip oldukları doğal engellerle mücadele etmeyi başarmış engelliler, halen siyasal, ekonomik ve sosyal hayatın eşit bireyleri olma mücadelesi için diğerlerinden daha fazla mücadele etmek zorunda kalmaktadırlar.

 

Engelli nüfus içindeki işsizlik oranı Türkiye genelindeki işsizlik oranının çok üzerindedir. Sosyal imkanlara erişim onlar için daha yorucudur.

 

Yapılan araştırmalar engelli nüfusun, halkın engelliye bakışından, medyada engellilerin muhtaç insanlar olarak yansıtılmasından rahatsız olduklarını, engellilere karşı toplumsal ilginin samimiyetine güven duymadıklarını ortaya koymaktadır.
Bunun yanı sıra engelli bireylerin ve ailelerinin toplumla bütünleşme sürecini; yoksulluk, eğitimsizlik, fiziksel şartların olumsuzluğu, özel hayata ilişkin sorunlar, işsizlik gibi nedenler geciktirmektedir. Özellikle toplumsal hayata katılımın en önemli göstergesi ve temel bir insan hakkı olan çalışma hakkı, engelli vatandaşlarımız açısından halen temel bir sorun olarak varlığını sürdürmekte, hatta diğer sorunlara da temel teşkil etmektedir.
Gerek sendikamızın 2009 toplu görüşmelerinde mutabakata aldırdığı ve 2010 yılı başında yürürlüğe giren engelli yakını bulanan kamu çalışanlarına erken mesai, nöbet ve gece vardiyasından muafiyet hakkı, gerekse son Anayasa değişikliği ile verilen pozitif ayrımcılık engellilerin hayata karşı mücadelesini kolaylaştırma amaçlı düzenlemeler olmuştur.

 

Ancak toplumsal duyarlılığı geliştirmenin yasalarla mümkün olmadığı bilinmelidir. Devletin yasa çıkartmanın ötesine de geçerek, engellilerin sosyal hayata katılımını en kolay biçimde sağlayacak tedbirleri alması ve denetim altında tutması gerekmektedir.

 

Öte yandan engelli vatandaşlarımıza hizmet veren sosyal hizmet kurumları da unutulmamalıdır. Sosyal devlet için, insan hayatına verilen değerin nispetini en iyi gösterebileceği alanların başında sosyal hizmet kurumları gelmektedir. Hizmetin en iyi şekilde verilebilmesi için bu kurumlara ve burada hizmet sunan insanların sorunlarına gereken önem verilmelidir.

 

Bu kurumlarda emeğini ortaya koyan ve engellilerin eğitiminden bakımına kadar bir çok konuda yükünü taşıyan sosyal hizmet çalışanları unutulmamalıdır. Olağanüstü güç şartlarda görev yapan sosyal hizmet çalışanlarının haklarının ve çalışma koşullarının iyileştirilmesi, başta engelliler olmak üzere sosyal hizmet götürülen tüm toplum kesimlerine daha nitelikli ve verimli hizmet sunulmasını sağlayacaktır.

 

Sosyal hizmet çalışanları, bazen bir annenin evladına, kardeşin kardeşe yapmadığı hizmeti, çocuk, özürlü, yaşlı ve bakıma muhtaç binlerce insanımızın bakımı gibi ulvi bir görev üstleniyor. Bu noktada sosyal hizmet çalışanlarımızın fedakarlıkları unutulmamalıdır.

 

Gerek sosyal hizmet kurumlarının başta personel ihtiyacı olmak üzere yapısal sorunlarının çözümü, gerekse bu kurumlarda özverili bir şekilde çalışanların çalışma koşulları ve ekonomik hakları açısından yaşadıkları sorunları çözüme kavuşturmak devlet için ertelenemez bir sorumluluktur.

 

Bu düşüncelerle Sağlık-Sen olarak engelli vatandaşlarımızın, toplumsal hayatın üretken ve katılımcı bireyleri olarak yaşamlarını sürdürmelerinin en büyük dileğimiz olduğunu bir kez daha vurguluyoruz. Yaşanan sorunların çözümü ve toplumsal duyarlılığın artırılması noktasında devletin daha etkin bir rol üstlenmesi gerektiğini bir kez daha belirtiyor, engelli vatandaşlarımıza yönelik duyarlılığın daha da artmasını temenni ediyoruz.

 

  • PAYLAŞ :