“ÇALIŞMA KOŞULLARINDA İYİLEŞTİRİCİ DÜZENLEMELER YAPILMALI”
10 Mart 2020, Salı

Sağlıkta Dönüşüm Programı’nın, sağlık çalışanlarının üstün emeği ve özverisi ile gerçekleştirildiğinin altını çizen Sağlık-Sen Genel Başkanı Semih Durmuş, “Bu dönüşümü gerçekleştiren sağlık çalışanları emeklerinin karşılığı olan haklarını alamamışlardır. Sağlıkta dönüşümü taçlanması için sağlık çalışanlarının çalışma koşullarında, gelir ve özlük haklarında, istihdam ve ücretlendirme politikalarında iyileştirici düzenlemeler yapılması gerekmektedir” dedi.

Sağlık-Sen Genel Başkanı Semih Durmuş, Antalya’da düzenlenen ‘Sağlık Çalışanları Kongresi’ne katılarak bir sunum gerçekleştirdi. Durmuş, “Sağlıkta Dönüşüm Programı ve Sağlık Çalışanlarına Etkisi” üzerine yaptığı sunumda, sistemi olumlu ve olumsuz yönleriyle ele aldı. 2003 yılında başlayan Sağlıkta Dönüşüm Programı ile önemli reformlara imza atıldığını dile getiren Durmuş, yaşanan gelişmelerin sağlık çalışanlarının özverili çalışması ve emekleri ile gerçekleştiğini vurguladı.

“Sağlık Bakanlığı Şeffaf Bir Süreç Yönetiyor”

Dünyanın birçok ülkesinde görülen ve Türkiye'de hiçbir belirtisine rastlanılmayan Corona virüsü ile ilgili konuşan Semih Durmuş,"Bu konuda sağda solda konuşulan dedikodulara kimsenin kulak asmaması, tamamen Sağlık Bakanlığı’nın  bu konuda yapmış olduğu bilgilendirmelere kulak vererek hareket etmesi gerekiyor. Gerçekten Türkiye'nin bu konuda ortaya koymuş olduğu çalışma takdire şayan. Halk sağlığının korunmasına yönelik gerçekten zamanında atılması gereken bütün adımlar atılmıştır. Ben gerçekten Türkiye'de emeği geçen herkesi tebrik ediyorum. Türkiye çok kritik bir süreçte olmasına rağmen bu süreç çok mükemmel bir şekilde yönetilmektedir. Vatandaşlarımız, halkımız kesinlikle Sağlık Bakanlığı'na ve yapmış olduğu bütün açıklamalara kulak versin, diğer yerlerden söylenen yalan dolan haberlere asla ve asla kulak asmasın. Çünkü Sağlık Bakanlığı bu konuda çok açık, şeffaf bir süreç yönetmektedir. Her yerde bir durum olay gerçekleştiğinde vatandaşımızı açık ve net bir şekilde bilgilendirmektedir. Onun için başka yerlerde söylenen asılsız haberlere asla kulak verip tedirgin olmasınlar. Türkiye'de bugüne kadar en ufak bir vakaya rastlanılmamıştır. Bunda da Sağlık Bakanlığımızın uygulamış olduğu politikanın çok büyük bir başarısı vardır. Bütün dünyayı saran böyle bir uygulama, Türkiye'nin göstermiş olduğu başarı takdire şayan bir başarıdır. Emeği geçenleri tebrik ediyoruz" ifadelerini kullandı. “

'En Büyük Ceza Aslında Toplumsal Tecrittir”

Sağlık çalışanlarına yönelik şiddet olayları ile ilgili de açıklama yapan Durmuş, "Aslında hiç anlamadığım şey sağlık çalışanlarına yönelik şiddet. Bunu bir türlü anlayamıyorum. İnsanları hayata tutundurabilmek için sizin elinizin kolunuzun bağlı olduğu bir zamanda sağlık çalışanları sizin annenizi, babanızı, eşinizi, çocuğunuzu ve hatta sizi hayata bağlayabilmek için bütün bilgi birikimini, bütün riskleri göze alarak sizi kurtarmak için mücadele ederken, bu insanlara şiddet uygulayan insanlar gerçekten toplumda psikolojik sorunları olan hasta ruhlu insanlardır. Bu insanlara toplumun saygı göstermemesi, değer vermemesi gerekir. Bir yerde bir sağlık çalışanına yönelik bir şiddet oluyorsa, toplumun tüm kesimlerinin buna tepki göstermesi gerekir. Buna verilecek olan en büyük ceza aslında toplumsal tecrittir" diye konuştu.

“Sağlık Çalışanları Yıpranmıştır”

Yapılan araştırmalarda sağlık çalışanlarının memnuniyetsizliğinin giderek arttığını ifade eden Durmuş, “Göstergeler bize sağlık çalışanlarının isteyerek başladıkları görevlerinden soğuduklarını gösteriyor. 2002-2018 yılları arasında hekime müracaat sayısı 3,5 kat artmışken, sağlık çalışanlarının sayısı 1,8 kat artmıştır.  Aşırı mesai, gün aşırı nöbetler, birbirini göremeyen eşler ve çocuklar ve hastanede büyüyen çocuklar arkadaşlarımızı yıpratmıştır” dedi.

“En Çok Boşanma Sağlıkta”

Sağlık çalışanlarının en büyük sıkıntısının eksik personel nedeniyle çalışma saatlerinin yoğunluğu olduğunu söyleyen Genel Başkan Durmuş, bunun da sosyal yaşantıları alt üst ettiğini belirterek şöyle konuştu: "Sağlık çalışanları insana hizmet ettikleri için kendilerinden ödün vererek çalışıyor. Bugün bir sağlık çalışanı arkadaşımız aylık 180 saat çalışmasının dışında 50 saat, 60 saat, 80 saat, 130 saat çalışıyor. Burada yapmış olduğu bu hizmetin karşılığı kendi özelinden, ailesinden, çoluğundan çocuğundan fedakarlık yapmakla karşılık buluyor. Bu sefer de insanların sosyal yaşantıları alt üst oluyor. Onun için sağlık çalışanları toplum adına sağlık hizmeti sunuyorsa bu sayıların kabul edilebilir, sağlık hizmetini karşılayabilir standartlarda olması gerekiyor ki diğer taraftan da sağlık çalışanlarının ailelerini bölüp parçalamamış olalım. Çünkü sağlıktaki boşanma oranı diğer bakanlıklarla kıyasladığınızda çok daha fazla. Bunun altında yatan en önemli sebeplerden birisi hem uzun çalışma süreleri hem de çalışma yoğunluğu olmasıdır."

 

PAYLAŞ :