SAĞLIKTA ALDATMADA GELİNEN SON NOKTA

2006 yılında Resmi Gazete’de yayınlanmak suretiyle yürürlüğe giren yönetmelik ile sağlık çalışanlarına ek ödeme yapılmaya başlanmıştır. Bu yönetmeliğin ilk maddesinin "amaç" bölümünde yapılan tanımlamada “...Bakanlıkça belirlenen hizmet sunum şartları ve kriterleri dikkate alınmak suretiyle, personelin unvanı, görevi, çalışma şartları ve süresi, hizmete katkısı, performansı... ve özellik arz eden riskli bölümlerde çalışma gibi unsurlar esas alınarak, döner sermayeden yapılacak ek ödemenin oran, usul ve esaslarını belirlemek, sağlık hizmetlerini iyileştirmek, kaliteli ve verimli hizmet sunumunu teşvik etmektir" denilmektedir.

Sağlıkta dönüşümün en önemli parametrelerinden biri hiç şüphesiz performans uygulamasıdır. Ancak Döner Sermaye Yönetmeliği’nin mantık ve mantalitesinin ciddiyetle masaya yatırılma zamanının çoktan gelip geçtiği kanaatindeyim. Aynı kanaatte olan çok sayıda çalışanında olduğunu yakinen biliyorum.

Daha adil ve adaletli bir ücretlendirmeyi esas alacak, çatışmayı değil ortak çalışmayı teşvik ve temin edecek, ülke ve kurum kaynaklarının israf edilmeden daha verimli kullanılacağı, çalışma ortamındaki motivasyonu ve huzuru daha üst seviyelere çıkaracak bir performans modeli geliştirilmek zorunda. 

 Sağlık Bakanlığı merkez yöneticileri, taşra teşkilatı yöneticileri ve de sahada performans yapanlar uygulamadaki çarpıklıkları ortay koyacak on yıllık bir tecrübeye sahipler. Yapmış olduğumuz çalıştaylarda kurumsal görüşmelerde bu tecrübenin kazanıldığının şahidiyiz.

 Bu konuda var olan bilgi ve tecrübenin yanında güçlü bir iradeye ihtiyaç olduğunun altını önemle çizmek gerekiyor.

 Eleştirilerimden bir kaçını öncelikli olarak ifade etmek isterim.

Tavan ek ödeme oranı uzman hekim için 7, pratisyen tabip ve diş tabipleri için 5 iken, tüm sağlık çalışanları için 1,5 özellikli birimler için 2 olarak belirlenmiş durumda.

"Döner sermayeden yapılacak ek ödemenin oranı" yeniden belirlenmelidir. Bir kere bu oran adaletli bir oran değildir. Bu oran sağlık çalışanlarının ihmal edildiğini, emeğinin değersizleştirildiğini ortaya koyan önemli bir göstergedir. Sağlık çalışanından uzman hekim 4.6 kat, hekim de 3,3 kat daha fazla ek ödeme almaktadır. Dolayısıyla da kaliteli ve verimli hizmet sunumunu teşvik etmek amacı işin en başında baltalanmış-sabote edilmiş oluyor. Buradaki adaletsizlik sağlık çalışanını yok sayma emeğini değersizleştirme, bir diğerinin emeğini kutsama anlayışını ortadan kaldıracak düzeyde tavan ek ödemede oranları ve katsayıları sağlık çalışanları lehine arttırılmalıdır.

Yönetmeliğin amacında belirlenmiş olan “çalışma şartları ve süresi”  “yapılacak ek ödemenin oran, usul ve esaslarını belirlemek” hükmünü uygulamaya koyarken iş yükü açısından bakıp, Avrupa

Bölgesi ülkelerinde bir hekim- dört hemşire standardı kabul edilmiş ve uygulamaya konulmuştur.

Ülkemizde ise bu oran bir hekim - bir hemşire şeklindedir.

Bu durum ülkemizde daha fazla hekime ihtiyaç olmakla birlikte çok daha fazla hemşireye ihtiyaç olduğu gerçeğini gözler önüne sermektedir. Bir hemşirenin 24 saat esaslı 12-13 saat nöbet tutmaktadır. Eğer siz çalışma şartları ve süresini, yapılacak olan ek ödemenin ‘oranını’ belirlerken dikkate almazsanız sonuç “çalıştığının karşılığı değil elde kalan paradan payına düşene razı olacaksına” çıkar.

 Performansın mantık ve mantalitesinde üretilen hizmet karşılığında tanımlanmış bir değer olmalı ve bu değere karşılık gelen önceden belirlenmiş bir ücret olmalıdır. 

Hali hazırda olduğu gibi kurum personeli içerisinde oluşturulan bir rekabet ve buna karşılık sabit olan bir bütçeden birinin payını azaltarak bir diğerinin payını arttırma yönteminden başka bir şey değildir.

 Ürettiğin hizmet oranında alacağın ücret belirlenmiş bir rakam ise bunun adı performans olabilir ancak belirlenmemiş değişken bir ücret ise bunun adı "sağlıkta aldatmada gelinen son nokta" olabilir.

  • PAYLAŞ :