Nasrettin Hoca bir akşam vakti bahçesinde yana yakıla bir şey aramaktadır.
Hocayı gören komşuları, ‘hayırdır hocam, ne arayıp duruyorsun’ diye sorarlar.
Hoca da, ‘sormayın komşular, anahtarımı kaybettim onu ararım’ der.
Komşular da hoca ile beraber anahtarı aramaya koyulurlar.
Ararlar tararlar anahtarı bir türlü bulamazlar.
Komşunun biri dayanam+ayıp hocaya sorar, “Ya hoca Allah aşkına sen bu anahtarı bahçede kaybettiğine emin misin, bakmadığımız yer kalmadı” der.
Hoca da “sorma komşu anahtarı kilerde kaybettim” der.
Köylü, Nasrettin Hoca’ya kayıtsız şartsız inandığı için sorulması gereken soruyu zamanında sormadığı için aldanmış olmakla kalmayıp, dolayısıyla emek ve zamanı da boşa harcamış oldular.
Sağlık çalışanları olarak, ‘hangi sendika’ sorusunu doğru zamanda soralım ki aldananlardan olmayalım. Aldanmakla aldatılmışlıkla kalmıyor, ekonomik özlük ve sosyal haklardan mahrum kalarak da bedelini ödüyoruz.
Sağlık çalışanları 24 saat esaslı ve çok yoğun bir tempoda çalışıyor. Yıpranma payı, sağlık çalışanlarının en doğal hakkıdır. Bu yöndeki mücadelemizin finalini, o tarihte başbakan olan Cumhurbaşkanımız Sn. Recep Tayyip Erdoğan’ın katılımlarıyla gerçekleştirdiğimiz Sağlık Çalışanları Türkiye Buluşması Programı’nda “sağlık çalışanlarına 5 yıla 1 yıl yıpranma payı verilsin” talimatı ile gerçekleştirdik.
Yıpranma payı yani, fiili hizmet zammı sağlık çalışanlarına ne getiriyor?
Toplamda 5 yıl daha fazla çalışmış gibi kıdem tazminatı almayı, normal emekli yaşımızdan 2,5 yıl daha önce emekli olma hakkını bize sağlıyor.
Başbakanımızın talimatını verdiği lisans tamamlama hakkının bize ne kazandırdığına gelirsek, öncelikli olarak ek göstergenin 2200’den 3000’e çıkması; buna bağlı olarak öncelikle maaşımızın, ardından emekli maaş ve emekli ikramiyesinin yanı sıra döner sermaye ve nöbet ücretlerinin artması gibi önemli kazanımların elde edilmesi demek.
Yaşamsal dokuyu kökten sarsan en önemli stratejik kazanım 24 saat esaslı kreş uygulamasının hayata geçirilerek genelleştirilmesidir. Sosyal yaşamda büyük bir rahatlamaya sebep olacak hayati özelliğe sahip nitelikte bir kazanım.
Eğer bir birey olarak daha güzel bir geleceğe sahip olmak istiyorsanız, bir idealiniz varsa, ülkenin ve milletin geleceğine dair bir şeyler yapmaya kendinizi adamışsanız, sağlık çalışanları adına memnuniyet verici kazanımlar elde edilsin istiyorsanız bu hikâyeden alacağımız ders nitelikli kadroya sahip doğru sendikanın içinde yer almamız gerektiğidir.
Atalarımız, ‘ayinesi iştir kişinin, lafa bakılmaz’ diyor.
Sendikaları sivil toplum kuruluşları açısından değerlendirecek olursak söylemlere değil, elde ettikleri kazanımlarına ve vaat ettikleri sözleri gerçekleştirebilme kabiliyetlerine bakmak gerektiğidir. Biz çalışıyoruz, üretiyoruz ve yeni kazanımlar için mücadele ediyoruz. Bizim yaptıklarımızı hayal bile edemeyecek olanlar ise sadece konuşuyor. Sağlık ve sosyal hizmet çalışanları kimin laf kimin hizmet ürettiğini biliyor ve tercihlerini o yönde kullanıyorlar.
Doğru sendikal tercih demek; dinamizmi, heyecanı, önderliği ve vizyonu ile hepimizin gelecekteki yaşam kalitesini artırarak, günümüz ve geleceğimizin daha huzurlu olması demektir.
Biliyoruz ki; başka iklimlerde yeşeren düşünceleri bir başka iklimde tutturamayız. Gücümüzü üyelerimiz ve temsil ettiğimiz değerlerden alıyoruz. İthal düşünce ve dayatmalardan değil, bizi besleyen değerlerimizden güç alıyoruz. Ve gücümüze, temsil ettiğimiz değerlere güvenerek sağlık ve sosyal hizmet çalışanlarının gelecek dünyasında doğru bir adres olduğumuzu söylüyoruz.