ÖNCÜ MEDENİYET, GÜÇLÜ SENDİKA, BÜYÜK TÜRKİYE İÇİN HEDEF 1 MİLYON ÜYE BULUŞMAMIZ SİVAS’TA YAPILDI

Memur-Sen tarafından başlatılan ‘Öncü Medeniyet, Güçlü Sendika, Büyük Türkiye için Hedef 1 Milyon Üye’ programı Sivas’ta, Memur-Sen Genel Başkan Vekili ve Sağlık-Sen Genel Başkanı Metin Memiş’in yanı sıra, TBMM Başkanı İsmet Yılmaz ve AK Parti Sivas Milletvekili Hilmi Bilgin’in da katılımıyla yapıldı.

 

Programda konuşan TBMM Başkanı İsmet Yılmaz, büyüyen ve IMF’ye borcunu ödeyen Türkiye’nin birilerini rahatsız ettiğini söyledi. Yılmaz, Türkiye'nin zor dönemlerden geçtiğini belirterek, “Bakın biz mandayı Sivas Kongresi'nde reddettik. Manda o zaman reddedildi ama bilin ki manda bir şekilde farklı derecelerle devam ediyordu. İstiyorlar ki bu Türkiye bağımsız olmasın. Ekonomide bağımsız olmasın, dış politikada bağımsız olmasın. Ekonomide nasıl bağımsız olamazsınız? Eğer IMF'den borç alırsanız siz stand-by anlaşması imzalamak zorunda kalırdınız. O anlaşmada da ne kadar memur alacaksın, ne kadar işçi alacaksın, memuruna ne vereceksin, işçine ne vereceksin, tarıma ne kadar destek vereceksin, onların hepsi orada yazar ve o stand-by anlaşmasının altına imza attığın gibi ülkeyi yönetmek zorunda kalırdın. IMF ile stand-by anlaşması imzalayan bir iktidar ile bu ülkenin ekonomik bakımdan tam bağımsız olabilmesi mümkün değildir” şeklinde konuştu.

 

Milletin desteğiyle IMF ile stand-by anlaşması imzalamadıklarını hatırlatan İsmet Yılmaz, aksine IMF'ye borcunu ödenmesinin yanı sıra, 'Ben hazırım, gel sana 5 milyar dolar kadar da borç vereyim, kredi vereyim' dendiğini, bunun da birilerini rahatsız ettiğini kaydetti. Ekonomik bağımsızlık kazanılmadığı takdirde, dış politikada bağımsız bir politika izlenemeyeceğini de belirten TBMM Başkanı Yılmaz, “Ne demek bağımsız bir politika izleyememek? Gazze'yi göreceksin ama ses çıkarmayacaksın, Mısır'da darbeyi göreceksin ama ses çıkarmayacaksın, Suriye'de bu zalimden kaçan 2 milyon insana kapıyı açacaksın ama yine ses çıkarmayacaksın, Irak'ta kendi halkını dışlayan bin yönetimi göreceksin yine ses çıkarmayacaksın. İşte o zaman bağımsız Türkiye olmazdı” dedi.

 

MEMİŞ: BÜYÜYEN TÜRKİYE’NİN DESTEKÇİSİ, VESAYETİN KARŞISINDA OLDUK

Programda konuşan Memur-Sen Genel Başkan Vekili ve Sağlık-Sen Genel Başkanı Metin Memiş de, büyüyen Türkiye’nin destekçisi oldukları gibi, vesayet ve şer odaklarının karşısında olduklarını söyledi.

Memur-Sen olarak emekten gelen güçlerini, ülkenin geleceği için, demokratikleşmesi için, birlik, beraberlik ve huzuru için harcadıklarını belirten Metin Memiş, bu ülkede çok ağır bedeller ödendiğini, milletimize de çok ağır bedel ödetildiğini kaydetti. Her on yılda bir demokratik sivil siyasete ve parlamenter rejime balans ayarı çekilip, toplumun hizaya getirildiğini söyleyen Memiş, “27 Mayıs darbesiyle devletin kurumlarını milli iradenin ortağı hatta vasisi yaptılar. 12 Mart muhtırasıyla sivilleşme ve sivil siyasete dur dediler. Dindar ve muhafazakarların siyaset yapmasının önünü kesmeye çalıştılar. 12 Eylül darbesiyle vesayeti kurumsallaştırdılar, tek tip vatandaş ve Müslüman yetiştirme projesini devreye soktular. Yüzyılın en zalimane ve tahripkar darbesi olan 28 Şubat ile mütedeyyin insanların ülke yönetiminde söz sahibi olmasının, misyon ve vizyonlarını hayata geçirmelerinin önünü kapamaya kalkıştılar. 2007 Nisan’ında başlattıkları Cumhuriyet Mitingleri ile darbe zemini oluşturmanın gayreti içine girdiler. 27 Nisan e-muhtıra ile yeni bir darbe girişiminde bulundular. Ancak sivil siyasetten hak ettikleri cevabı aldılar” şeklinde konuştu. 

 

EŞİ BAŞÖRTÜLÜ CUMHURBAŞKANI İSTEMEDİLER

Bunu yapanların tek amaçlarının Cumhurbaşkanlığı makamına eşi başörtülü bir devlet adamını çıkarmamak olduğunu ifade eden Memiş, bunun için hukuk garabeti olan 367 krizini çıkarıp, cumhurbaşkanlığı seçimlerinin provoke edildiğini hatırlattı.

Daha sonraki süreçlerde ise iktidar partisi hakkında “laikliğe aykırı fiillerin odağı haline geldiği” iddiasıyla kapatma davası açıldığını söyleyen Memiş, sivil siyasete yönelik yüksek yargı merkezli darbe girişimiyle karşı karşıya kalındığını ifade etti.

 

Memur-Sen olarak, Türkiye’nin hak etmediği antidemokratik girişimlere, darbeci, yasakçı ve faşist cepheye karşı millet iradesini harekete geçirdiklerini belirten Memiş, “İlk iş olarak, “Kayıt yok, şart yok egemenlik milletindir” düsturuyla Ortak Akıl Mitingleri sürecini başlattık. Daha sonra 12 Eylül 2010 tarihinde milletin onayına sunulan ve sessiz devrimler tarihine altın harflerle yazılan Anayasa Değişikliği Paketi’ne ‘Toplu Sözleşmeye de Toplumsal Sözleşmeye de Evet’ diyerek yüzde 58 gibi rekor bir destek almasında büyük paydaş olduk. Toplu sözleşme Memur-Sen’in başarısıdır” dedi.

 

ERGENEKON VE BALYOZ’DAN ELİ BOŞ DÖNENLER YENİ PLANLAR HAZIRLADI

Milletin iradesine ipotek koymak ve inşa edilenleri yıkmak için darbe girişimlerinin bu tarihten sonra da sürdüğünü ifade eden Memiş, Ergenekon, Balyoz darbe girişimlerinden eli boş dönenlerin,  Gezi kalkışması, 17-25 Aralık küresel operasyonu ve 6-8 Ekim kışkırtmalarıyla amaçlarına ulaşmayı denediğini, ancak her seferinde aklı selim ve ferasetin galip geldiğini kaydetti.

Gezi Parkı kalkışmasının arka planını, 17-25 Aralık darbe girişiminin küresel yönlerini ve 6-8 Ekim olaylarının çözüm sürecini bitirme provokasyonu olduğunu millete ve teşkilatlara hızlı ve kararlı bir şekilde anlattıklarını da belirten Memiş, “Bu çerçevede, Paralel Yapı ile mücadelede hem kamu bürokrasisi hem de toplumsal dokunun uyarılması noktasında önemli işlevler üstlendik. 10 Ağustos Cumhurbaşkanlığı seçiminde, vesayet cephesinin adayına karşı milletin adamının yanında olduğumuzu milletimize açık bir şekilde deklare ettik ve fiili destek verdik” şeklinde konuştu.

 

İSTİKRAR SÜRSÜN, DİYECEĞİZ

Öncelikle terörle mücadelenin kararlılıkla sürdürülmesi ve terörün tarihin çöplüğünde yer alması için 1 Kasım seçimlerinde yeniden istikrar diyeceklerini belirten Memiş, kazanımların geriye gitmesi, yeni kazanımların üretilmesi ve bunların anayasal teminat altına alınması için, ‘yeniden istikrar sürsün’ diyeceklerini ifade etti.

Memur-Sen olarak yetki mücadelesinde 11’de 11 yaparak Cumhuriyet tarihinde ilk kez tüm hizmet kollarında yetkili konfederasyon olduklarını da hatırlatan Memiş, şimdi de ‘Öncü Medeniyet, Güçlü Sendika, Büyük Türkiye İçin Hedef 1 Milyon Üye’ dediklerini, bu sayının kadim medeniyet değerlerinin yaşatılması ve geleceğe taşınmasında Memur-Sen’in üstleneceği rol açısından önemli olduğunu söyledi.

  • PAYLAŞ :