Memur-Sen, 7 Sendikayla Toplu Sözleşme Masasına Oturacak

 

Memur-Sen Genel Başkanı Ahmet Gündoğdu, 9 Haziran 1995'de kurulan Memur-Sen'in 16 yıllık geçmişinin başarılarla dolu olduğunu söyledi.

 Ahmet Gündoğdu, Rixos Otel'de düzenlediği basın toplantısında, Memur-Sen'in 16 yılı, sözleşmeli personelin kadro durumu, yeni anayasa hazırlanmasına yönelik Memur-Sen'in yürüttüğü çalışma ve sendikaların üye sayılarıyla yetkili sendikalar ve toplu sözleşme sürecine yönelik değerlendirmelerde bulundu.



SÖZLEŞMELİYE KADRO, MEMUR-SEN'İN BAŞARISI


Sözleşmeli personelin kadroya alınmasının Memur-Sen'in bir başarısı olduğunu ifade eden Gündoğdu, Memur-Sen olarak, en önemli taleplerinden birinin sözleşmeli personel uygulamasından vazgeçilmesi ve bütün sözleşmeli kamu çalışanlarının kadrolu hale getirilmesi olduğunu ifade etti. Sözleşmeli personel sorununun ısrarlı takip ve mücadeleleri sonucu çözüldüğünü hatırlatan Gündoğdu, "4. Olağan Genel Kurulumuza katılan Başbakanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan söz vermişti. Beklediğimiz müjdeli haber, 4 Haziran Cumartesi günü geldi. Kamudaki 4-B'liler, 4924 Sayılı Kanuna tabi olarak sözleşmeli çalışan personelle 5238 Sayılı Kanuna tabi sözleşmeli olarak çalışan aile hekimleri, Resmi Gazete'nin 4 Haziran 2011 tarihli mükerrer sayısında yayınlanan Kanun Hükmündeki Kararname ile kadrolu oldu." şeklinde konuştu.



KAPSAM DIŞI KALAN SÖZLEŞMELİLER DE KADROLU OLMALI


Bu kararnamenin beklentilerinin tamamını karşılamadığını da ifade eden Gündoğdu, yaşananları bir iş kazası olarak değerlendirdiklerini kaydetti. Gündoğdu, Başbakan Erdoğan'ın gerek kongredeki beyanı, gerekse kamuoyuna ilk duyulmasında tüm sözleşmeli personeli kapsayacak şekilde açıklaması ve sayı bildirerek 308 bin rakamını telafuz ederek yapmasının, beklentileri artırdığını, ancak bazı sözleşmelilerin hayal kırıklığı yaşadığını ifade etti. Ahmet Gündoğdu, "Kapsam dışı kalan TRT'deki sözleşmeli personel, GSGM bünyesindeki sözleşmeli spor uzmanları, belediyeler ve il özel idareleri gibi kamu kurum ve kuruluşlarında çalışan diğer sözleşmeli personelin kadrolu olmasını istiyoruz. Bu kapsamda Salı günü, Bem-Bir-Sen Genel Başkanımızla birlikte Maliye Bakanlığı müsteşarını ziyaret ettik. Başta belediye ve özel idarelerde çalışan sözleşmeli personel olmak üzere, kadroya geçişle ilgili beklentileri karşılanmayan sözleşmeli personelin kadroya geçişleriyle ilgili değerlendirme ve önerilerimiz ilettik, raporumuzu sunduk" dedi.

 

 

 

KİT'LERDEKİ ÇALIŞANA İSTEĞE BAĞLI MEMURLUK HAKKI VERİLMELİ


Ahmet Gündoğdu, 233 ve 399 Sayılı Kanun Hükmünde Kararname'ye tabi görev yapan KİT'lerdeki personelin isteklerine bağlı olarak, durumlarına uygun memur kadrolarına atanmasınının yanı sıra, kamu kurum ve kuruluşlarında özel kanunlara göre hizmet sözleşmesiyle çalışanlarla, üniversite mezunu olduğu halde işçi statüsünde istihdam edilen personelin ünvanlarına uygun memur kadrolarına atanmasını istedi.



4-C'LİLERİN DURUMU DÜZELTİLMELİ


4-C'li personelin durumuyla ilgili de değerlendirmede bulunan Gündoğdu, "4-C'li personelin mevcut mağduriyetinin giderilmesi gerekmektedir. 4-C'lilerin mali ve özlük haklarında uçurumun oluşmasını engellemek amacıyla kadroya geçiş, ücret artışı, aile yardımından faydalandırılmaları ve özlük haklarında kapsamlı değişiklik yapılması gibi seçenekler kullanılarak 4-C'li personelin durumu düzeltilmeli. Özellikle TÜİK'de görev yapan 4-C'li personelin yıllardır devam eden mağduriyetinin ancak bu şekilde giderileceğini düşünüyoruz" şeklinde konuştu.



Memur-Sen olarak yetkili oldukları 3 yıl içinde elde ettikleri kazanımları da dile getiren Gündoğdu, toplu sözleşme hakkının alınmasında en büyük payın Memur-Sen'de olduğunu kaydetti. Bu düzenlemenin bir eksiğinin olduğuna da dikkat çeken Gündoğdu, grev hakkının verilmesiyle kamu çalışanlarına uygulanan siyaset yasağının kaldırılmasının olmazsa olmaz istekleri olduğunu vurguladı.

 

 

 

MEMUR-SEN 515 BİN 413 ÜYEYE ULAŞTI


Memur-Sen'in, 4688 sayılı Kamu Görevlileri Sendikası Yasası'nın çıkmasından sonra, her yıl istikrarlı bir büyüme ile, 515 bin 413 üyeye ulaştığını söyleyen Gündoğdu, "Diyanet-Sen ile yetki kapısını aralayan Memur-Sen'de, daha sonra Bem-Bir-Sen, Toç-Bir-Sen, Sağlık-Sen, Enerji Bir-Sen yetkili olmuştur. Bu yıl ise, sendikalarla kurumlar arasında imzalanan mutabakat metinlerine göre, Eğitim Bir-Sen ve Bayındır Memur-Sen de yetkili sendikalarımız arasına katıldılar. Memur-Sen bu yıl toplu sözleşme masasına 7 sendika ile oturacak, kamu çalışanlarının hakkını daha güçlü savunacaktır. Kurumlarla imzalanan mutabakat metinlerine göre üye sayımız 515 bin 413'e ulaşmıştır. Bundan sonraki 3 yılda hedefimiz, en az 750 bin üye, bütün hizmet kollarında yetkili olmaktır" dedi.

 

REFERANDUMDA TARAF OLDUK


Memur-Sen'in 12 Eylül'de yapılan referandumda, demokrasiden, hak ve özgürlüklerden yana taraf olduğunu da dile getiren Gündoğdu, yeni, sivil, özgürlükçü ve demokratik bir anayasa için, çalıştıklarını kaydetti. Memur-Sen'in başlattığı çalışma hakkında da bilgi veren Gündoğdu, "En az 50 bin kişi ile anket uygulaması yapacağız. Anayasada yapılacak değişikliklerle ilgili sorular yönelteceğiz. Bu soruların içinde, Anayasa'nın Türkçesi de olacak, ruhu da. Anket çalışmamızı Haziran ayında bitirip, sonuçlara ilişkin değerlendirmemizi ise 12 Eylül'de düzenleyeceğimiz bir panelle açıklayacağız. Çıkan sonucu yeni seçilecek TBMM Başkanı ve siyasi partilere takdim edeceğiz. Ekim ayında ise uluslararası bir Anayasa Kongresi düzenleyeceğiz" dedi.



HUZURU BOZMAK İSTEYENLER YİNE SAHNEDE


Son günlerde yaşanan bazı olaylara ilişkin değerlendirmelerde de bulunan Memur-Sen Genel Başkanı Gündoğdu, "Milletimizin birlik ve beraberliğinden rahatsız olan, demokratikleşmesinden memnun olmayan ve kaostan beslenenler yine sahneye çıkmış ve huzuru ateşe vermeye çalışmışlardır. Geçtiğimiz hafta, Cizre'de imam hatipli öğrencileri diri diri yakma girişiminde bulunan terör örgütü ve yandaşları, bu hafta da, Diyarbakır, Yenişehir İmam Hatip Lisesi Devlet Parasız Öğrenci Pansiyonu'na saldırmış, ciddi zararlar vermişlerdir. Facia, yurt müdürünün tedbirli davranarak öğrencileri evlerine göndermesi ile önlenmiştir. Dini değerlere saygısı olmayanlar, ülke gündemine Cuma namazı ayrılığından sonra, Kürtçe ezanı getirmiştir. Ezanın dili, evrenseldir. Arapça ezan, buluşma noktasıdır. Ülkemizde, Türkçe ezan okunmasının açtığı yaralar hepimizin malumudur. Birlik ve beraberlik yolunda önemli adımların atıldığı, demokratikleşme sürecinin gündemde olduğu bir zamanda, Kürtçe ezan tartışmalarını provakasyon olarak görüyor, milletimizin bu tür kısır döngü ve tartışmalara prim vermemesini istiyoruz" şeklinde konuştu.



________________________________________


MEMUR-SEN'E BAĞLI SENDİKALARIN ÜYE SAYILARI:
DİYANET-SEN : 49 bin 870
BEM-BİR-SEN : 39 bin 856
TOÇ-BİR-SEN : 25 bin 580
SAĞLIK-SEN : 135 bin 557
ENERJİ BİR-SEN : 11 bin 391
EĞİTİM BİR-SEN : 195 bin 670
BAYINDIR MEMUR-SEN : 7 bin 714
BÜRO MEMUR-SEN : 32 bin 979
BİRLİK HABER-SEN : 8 bin 580
ULAŞTIRMA MEMUR-SEN : 5 bin 606
KÜLTÜR MEMUR-SEN : 2 bin 610



________________________________________
MEMUR-SEN GENEL BAŞKANI AHMET GÜNDOĞDU'NUN BASIN TOPLANTISI, TAM METNİ: 09.06.2011 / Rixos Otel, Ankara

 


MEMUR-SEN, 7 SENDİKAYLA TOPLU SÖZLEŞME MASASINA OTURACAK



Memur-Sen, bundan 16 yıl önce, 9 Haziran 1995'de Mehmet Akif İnan ve dava arkadaşları tarafından kuruldu.



Akif İnan ve arkadaşları sendikacılığa başladıklarında, özelde kamu çalışanlarının haklarını korumak, genelde ise; mazlumun, mağdurun, hakkı elinden alınan herkesin hakkını savunmak için yola çıktı. Bu misyon çerçevesinde, Türkiye'deki ve dünyadaki temel insan hak ve özgürlüklerinin takipçisi oldu. Başörtüsünden dolayı eğitim hakkı elinden alınan öğrencinin hakkını da savundu, çifte standart sebebiyle sesini duyuramayan Filistinli'nin sesini de duyurdu. Doğu Türkistan'daki Çin zulmünü de protesto etti.



Memur-Sen, Emek Platformu'ndaki öncü rolüyle başarılı çalışmalara imza attı.


Memur-Sen, Ortak Akıl mitingleriyle darbelere ve darbecilere ‘dur' dedi. Demokratik sisteme yöneltilen her saldırıya karşı, millet egemenliğini savundu. Milletten yana oldu, milletin sesi oldu.



Memur-Sen kamu sendikacılığında kamu çalışanlarına yönelik önemli kazanımlara imza attı. Bunların en önemlisi, kamu sendikacılığında milat niteliğinde olan, toplu sözleşme hakkının alınmasıdır.



Sayın Basın Mensupları;


Memur-Sen olarak yetkili olduğumuz 3 yıl içinde elde ettiğimiz önemli kazanımların bir kısmını sizlerle paylaşmak istiyorum.



Yetkili olduğumuz yıl ‘toplu sözleşme hakkı verilmezse bu masaya bir daha oturmayız' diyerek toplu sözleşmenin yolunu açtık. 2009 yılı toplu görüşmelerinde toplu sözleşme çalıştayı kararı aldıran Abant'ta düzenlenen çalıştaya da damgamızı vurarak, siyasi iradenin toplu sözleşmeye ‘evet' demesini sağladık. Söz konusu çalışmalar, Anayasa Değişikliği Paketi'nde yer alarak karşılığını buldu ve kamu çalışanları toplu sözleşme hakkına kavuştu. Ancak, sendikacılık açısından bir ayağı eksik oldu; bu da grev ve siyaset ayağıdır. Bundan sonra yapılacak anayasa değişikliklerinde olmazsa olmaz taleplerimizden biri de grev ve siyaset hakkı olacaktır.


Memur-Sen olarak, en önemli taleplerimizden biri de kamuda çalışma barışını bozan, çalışanlar arasında adaletsizliğe yol açan sözleşmeli personel uygulamasından vazgeçilmesi ve sözleşmeli olarak çalışan bütün kamu çalışanlarının kadrolu hale getirilmesi olmuştur.



Her toplu görüşme masasının en önemli maddelerinden biri olan sözleşmeli personel sorunu da ısrarlı takip ve mücadelemiz sonucu çözülmüştür. 4. Olağan Genel Kurulumuza katılan Başbakanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan'a kürsüden seslenerek, kadro müjdesi beklediğimizi ifade etmiştim. Başbakanımız Sayın Erdoğan ise, ‘Kanun Hükmünde Kararname ile yetiştirebilirsek seçimden önce, yetişmezse 12 Haziran'dan sonra sözleşmelilere kadro yoluna açacağız' şeklinde söz vermişti.



Beklediğimiz müjdeli haber, 4 Haziran Cumartesi günü geldi. Kamudaki 4-B'liler, 4924 Sayılı Kanuna tabi olarak sözleşmeli çalışan personelle 5238 Sayılı Kanuna tabi sözleşmeli olarak çalışan aile hekimleri, Resmi Gazete'nin 4 Haziran 2011 tarihli mükerrer sayısında yayınlanan Kanun Hükmündeki Kararname ile kadrolu oldu.



Ancak, bu kararname beklentilerimizin tamamını karşılamadı. Başbakanımız Sayın Erdoğan'ın gerek kongredeki beyanı, gerekse kamuoyuna ilk duyulmasında tüm sözleşmeli personeli kapsayacak şekilde açıklaması ve sayı bildirerek 308 bin rakamını telafuz ederek yapması, beklentileri artırmış, ancak KHK'nin kapsamı bazı beklentileri karşılamamıştır. Başbakanımızdan, kapsam dışı kalan TRT'deki sözleşmeli personel, GSGM bünyesindeki sözleşmeli spor uzmanları, belediyeler ve il özel idareleri gibi kamu kurum ve kuruluşlarında çalışan diğer sözleşmeli personelin kadrolu olmasını istiyoruz. Bu kapsamda Salı günü, Bem-Bir-Sen Genel Başkanımızla birlikte Maliye Bakanlığı müsteşarını ziyaret ettik. Başta belediye ve özel idarelerde çalışan sözleşmeli personel olmak üzere, kadroya geçişle ilgili beklentileri karşılanmayan sözleşmeli personelin kadroya geçişleriyle ilgili değerlendirme ve önerilerimiz ilettik, raporumuzu sunduk.



Sayın Basın Mensupları;


Ayrıca, 233 ve 399 Sayılı Kanun Hükmünde Kararname'ye tabi görev yapan KİT'lerdeki personelin isteklerine bağlı olarak, durumlarına uygun memur kadrolarına atanması uygun olacaktır. Öte yandan, kamu kurum ve kuruluşlarında özel kanunlara göre hizmet sözleşmesiyle çalışanlarla üniversite mezunu olduğu halde işçi statüsünde istihdam edilen personelin ünvanlarına uygun memur kadrolarına atanmasını istiyoruz.



Diğer taraftan 4-C'li personelin mevcut mağduriyetinin giderilmesi de gerekmektedir. Bu kapsamda sözleşmeli personelin kadroya geçirilmesiyle birlikte 4-C'liler aleyhine oluşacak yeni mağduriyet algıları engellenmelidir. Bu amaçla mali ve özlük haklarında uçurumun oluşmasını engellemek amacıyla kadroya geçiş, ücret artışı, aile yardımından faydalandırılmaları ve özlük haklarında kapsamlı değişiklik yapılması gibi seçenekler kullanılarak 4-C'li personel için çalışma barışını sağlayacak şekilde kapsamlı bir statü değişikliğine gidilmelidir. Özellikle TÜİK'de görev yapan 4-C'li personelin yıllardır devam eden mağduriyetinin ancak bu şekilde giderileceğini düşünüyoruz. Kısaca, 4-C'liler için, 1 yıl; 12 ay olsun. Bu konuların takipçisiyiz, en kısa zamanda müjdeli haberimizi kamu çalışanlarımıza vermek istiyoruz.



Sayın Basın Mensupları,


Memur sendikaları ve konfederasyonu olarak gücümüzü üyemizden aldığımız bir gerçektir. Memur-Sen, 4688 sayılı Kamu Görevlileri Sendikası Yasası'nın çıkmasından sonra, her yıl istikrarlı bir büyüme ile, bugün yarım milyon üye sayısını aşmıştır.



Diyanet-Sen ile yetki kapısını aralayan Memur-Sen'de, daha sonra Bem-Bir-Sen, Toç-Bir-Sen, Sağlık-Sen, Enerji Bir-Sen yetkili olmuştur. Bu yıl ise, sendikalarla kurumlar arasında imzalanan mutabakat metinlerine göre, Eğitim Bir-Sen ve Bayındır Memur-Sen de yetkili sendikalarımız arasına katıldılar. Memur-Sen bu yıl toplu sözleşme masasına 7 sendika ile oturacak, kamu çalışanlarının hakkını daha güçlü savunacaktır. Kurumlarla imzalanan mutabakat metinlerine göre üye sayımız 515 bin 413'e ulaşmıştır. Bundan sonraki 3 yılda hedefimiz, en az 750 bin üye, bütün hizmet kollarında yetkili olmaktır.


Bu başarının elde edilmesinde; genel başkanından üyesine, genel merkez yönetiminden işyeri temsilcisine, il-ilçe yönetim kurulu üyelerine, konfederasyonumuz ve sendikamızın her kademesindeki çalışanlarına teşekkür ediyorum.



Sayın Basın Mensupları, değerli konuklar;


Sendikalar, sivil toplum örgütleri; demokratik bir ülkenin olmazsa olmazlarıdır. Memur-Sen olarak bu anlayışla hareket ederek, demokratikleşme hareketlerinin içinde bulunduk, öncüsü olduk. Yapılanları da destekledik. Ülkemizin normalleşmesi için demokratik açılıma destek verdik, anayasada yapılacak değişikliklerle ilgili rapor hazırlayıp, ülke yönetiminin her kademesiyle de bunu paylaştık. Uluslararası demokrasi kongresi ile, demokrasimizi mercek altına aldık. Buradan çıkan sonuç bildirisinin en ağır ve anlamlı vurgusu da, ‘sivil ve özgürlükçü' anayasa oldu.



Memur-Sen olarak 12 Eylül'de yapılan referandumda, demokrasiden, hak ve özgürlüklerden yana taraf olduk. Toplu sözleşmeye de toplumsal sözleşmeye de ‘evet' dedik. Yıllardır toplu sözleşme isterken, kamu çalışanlarına toplu sözleşme hakkı veren değişikliğe ‘hayır' diyemezdik. Darbecileri koruyan ülke ayıbından kurtulmak için, ‘evet' dedik. Yeni bir anayasanın yolunu açması açısından anayasa değişikliğini önemsedik ve ‘evet' dedik.



Yapılan bütün çalışmalar göstermiştir ki, ihtiyacımız olan; yeni, sivil, özgürlükçü ve demokratik bir anayasadır. Bu açıdan Memur-Sen olarak yeni bir anayasa çalışması başlattık. En az 50 bin kişi ile anket uygulaması yapacağız. Anayasada yapılacak değişikliklerle ilgili sorular yönelteceğiz. Bu soruların içinde, Anayasa'nın Türkçesi de olacak, ruhu da. Anket çalışmamızı Haziran ayında bitirip, sonuçlara ilişkin değerlendirmemizi ise 12 Eylül'de düzenleyeceğimiz bir panelle açıklayacağız. Çıkan sonucu yeni seçilecek TBMM Başkanı ve siyasi partilere takdim edeceğiz. Ekim ayında ise uluslararası bir Anayasa Kongresi düzenleyeceğiz.



Sayın Basın Mensupları


2010 yılı toplu görüşmelerini final niteliğinde toplu sözleşme tadında sonuçlandırdık. Birçok önemli kazanıma imza attık. Bu yıl toplu sözleşme masasına oturacağız. Hükümetten isteğimiz, toplu sözleşmeyi düzenleyen 4688 Sayılı Kanun'da yapılan değişiklikle ilgili ikincil mevzuat çalışmalarını bir an önce yapmasıdır.


Sayın Basın Mensupları,


Son günlerde yaşanan bazı olaylara ilişkin görüşlerimi de kısa bir şekilde sizlerin vasıtasıyla kamuoyuyla paylaşmak istiyorum. Türkiye, demokratikleşme açısından önemli adımlar atmakta, bu adımlar toplumun bütün kesimleri tarafından da desteklenmektedir. Demokratikleşme; terörü, kaosu bitirecek, aydınlık geleceğimizin kilometre taşlarını oluşturacaktır. Ancak, ‘biz bu filmi daha önce görmüştük' dedirtecek gelişmeler de her zaman yaşanmaktadır. Milletimizin birlik ve beraberliğinden rahatsız olan, demokratikleşmesinden memnun olmayan ve kaostan beslenenler yine sahneye çıkmış ve huzuru ateşe vermeye çalışmışlardır. Geçtiğimiz hafta, Cizre'de imam hatipli öğrencileri diri diri yakma girişiminde bulunan terör örgütü ve yandaşları, bu hafta da, Diyarbakır, Yenişehir İmam Hatip Lisesi Devlet Parasız Öğrenci Pansiyonu'na saldırmış, ciddi zararlar vermişlerdir. Facia, yurt müdürünün tedbirli davranarak öğrencileri evlerine göndermesi ile önlenmiştir.



Dini değerlere saygısı olmayanlar, ülke gündemine Cuma namazı ayrılığından sonra, Kürtçe ezanı getirmiştir. Ezanın dili, evrenseldir. Arapça ezan, buluşma noktasıdır. Ülkemizde, Türkçe ezan okunmasının açtığı yaralar hepimizin malumudur. Birlik ve beraberlik yolunda önemli adımların atıldığı, demokratikleşme sürecinin gündemde olduğu bir zamanda, Kürtçe ezan tartışmalarını provakasyon olarak görüyor, milletimizin bu tür kısır döngü ve tartışmalara prim vermemesini istiyoruz.

 

  • PAYLAŞ :