Yeni Anayasa Yapımında TBMM Merkez Olmalı

 

Memur-Sen Genel Başkanı Ahmet Gündoğdu, yaptıkları anayasa araştırmasında Anayasa yapım sürecinde TBMM'nin merkez olması ve öncü rol üstlenmesi konusunda toplumda oluşan mutabakatın ortaya çıktığını söyledi. Ahmet Gündoğdu, Memur-Sen tarafından Doç. Dr. Osman Can'ın direktörlüğünde, SAD (Strateji Araştırma ve Danışmanlık) ve ADAMOR Araştırma'ya yaptırılan Yeni Anayasa Araştırması'nın sonuçlarıyla ilgili Osman Can ve Araştırmacı Ahmet Kızılkaya ile İstanbul'da bir basın toplantısı düzenledi. Toplantıya, Memur-Sen Genel Teşkilat Sekreteri ve Sağlık-Sen Genel Başkanı Metin Memiş'de katıldı.

 



Gündoğdu, Sahadan Yeni Anayasaya Araştırması'nın 49 bin 740 kişinin katıldığı yüz yüze anket uygulaması, siyasal eğilimleri farklı ve kanaat önderi olarak nitelendirilebilecek 61 kişi ile yapılan yüz yüze görüşmeler çerçevesinde denek sayısı bakımından bugüne kadar ülkemizde uygulanan en yüksek katılımlı anket olmak özelliğini taşıdığını kaydetti.



Katılım oranının yüzde 87 olduğu bir seçimle belirlenen TBMM'nin yüzde 95 gibi oldukça üst düzey bir temsil oranına ulaşmış olduğu dikkate alındığında, Mecliste grubu bulunan siyasi partilerden eşit sayıda temsilcinin katılımıyla oluşturulan "Uzlaşma Komisyonu"nu önemsediklerini ifade eden Gündoğdu, bu komisyonda yer alan siyasi partilerin kamuoyunun beklentileri doğrultusunda davranacaklarına ve anayasa yapım sürecinin başarıyla tamamlanması konusunda hassas olacaklarına olan inançlarını dile getirdi.



Yaptıkları araştırmada, BDP'lilerin yüzde 77,1'inin, AK Parti'ye oy verenlerin yüzde 59,1'inin, CHP'lilerin yüzde 53'ünün, MHP seçmeninin ise yüzde 48,2'sinin ‘82 Anayasası'nı darbe ürünü ve antidemokratik bulduğunun ortaya çıktığını ifade eden Gündoğdu, "Sizce, yeni bir Anayasa yapılmalı mıdır?" sorusuna verilen cevaplar incelendiğinde, BDP seçmeninin yüzde 80,2'sinin, AK Parti seçmeninin yüzde 70,3'ünün, MHP' seçmeninin yüzde 47,5'inin, CHP seçmeninin ise yüzde 41,9'unun yeni anayasa istediği anlaşılıyor. Bu veriler, TBMM'de oluşturulan "Uzlaşma Komisyonu"na üye veren siyasi partilerin, yeni anayasa sürecine katkı vermek ve bu süreci hızlandırmak dışında bir seçeneğinin olmadığını da gösteriyor. Hiçbir siyasi parti, kendi tabanıyla ters düşmek gibi bir hataya düşmeyecektir."şeklinde konuştu.



Araştırmanın nitel bölümü katılımcılarından "ev hanımı" vatandaşımızın 82 Anayasasıyla ilgili "Bu anayasanın, militarist, milliyetçi ve Türkçü bir yapısı var ama bunlardan önce bizzat suç işleyenlerin yaptığı gayrimeşru bir yapıyı temsil ediyor." değerlendirmesi aynı konuda nicel bölümde yer alan verilerle örtüştüğü gibi yeni anayasanın ne kadar acil bir ihtiyaç olduğunu da oldukça net bir şekilde ortaya koymaktadır. Burada dikkat edilmesi gereken bir başka husus, ev hanımlarının dahi antidemokratik bulduğu hatta daha ileri giderek suçlular tarafından yapılmış mevcut Anayasayı istemediği gerçeğidir.



Gündoğdu, katılımcıların yüzde 25,7'sinin yeni anayasanın ayrımcılık içeren hiçbir unsura yer vermemesini gerektiği sonucunun yer aldığı araştırmada, aynı konuda sırasıyla yasaklar (yüzde 12,2), eşitsizlik (yüzde 5,9), milliyetçilik (yüzde 4,9), adaletsizlik (yüzde 4,8), darbeci zihniyet (yüzde 3,8), değiştirilemez maddeler (yüzde 3,8), laiklik (yüzde 3,7), dokunulmazlık (yüzde 3,1), etnik vurgu (yüzde 1,7)'nun anayasada yer almaması gereken unsurlar olarak tercih edildiğini kaydetti.

 

Araştırmanın çarpıcı sonuçlarından birinin ise, milletin yeni anayasa konusunda mutlak irade kullanma kararlılığı olduğunu ifade eden Gündoğdu, "Sizce yeni bir anayasanın yapılması halinde, bu anayasanın kabul süreci nasıl olmalıdır?" sorusunda "mutlaka referanduma sunulmalı ve halka onaylatılmalıdır" seçeneği üzerinde bir yoğunluğun söz konusu olduğunu belirtti.



Ahmet Gündoğdu, nicel bölümde katılımcılara yöneltilen "Memurlar için grev hakkı da gerekir" ve"Memurlar için siyasi partilere üyelik yasağı kaldırılmalıdır" önermelerine verilen yanıtların, kamu görevlilerinin ve sendikalarının sahip olmak istedikleri haklar konusunda topluma doğru mesajlar vermeyi başardıklarının bir kanıtı olduğuna dikkat çekti.



Araştırma sonuçlarına göre Milli Güvenlik Kurulu, YÖK, HSYK, Türk Tarih Kurumu ve RTÜK gibi kurumlara yeni anayasada yer verilmemesi" görüşünün, milletimizin mevcut anayasanın kodlarını çözdüğünü göstermesi bakımından önemli olduğunu ifade eden Gündoğdu, bu kurumların demokratikleşmeyi engelleyen kurumlar olduğu görüşünün dikkat çekici olduğunu kaydetti.



Toplumun, mevcut Anayasada yama niteliğinde değişikliklerle daha fazla zaman kaybetmek; Yeni Anayasada Meclis, Anayasa Mahkemesi, Bakanlar Kurulu gibi egemenlik yetkisi kullanan bazı temel kurumlar dışındaki kurumlara yer verilmesini; özgürlüklerin sınırlandırılmasına kaynak olacak hükümlere yeni Anayasada yer verilmesini; kılık-kıyafet, inanç, yaşam tarzı ve benzeri nedenlerin seçme-seçilme hakkı ve kamu memuriyeti hakları dahil birey özgürlüklerini sınırlandırma gerekçesi yapılmasını istemidiğini ifade eden Memur-Sen Genel Başkanı Ahmet Gündoğdu, toplumun büyük ekseriyetinin, darbe ürünü ve antidemokratik bulduğu 82 Anayasasının tamamen tedavülden kaldırılarak yeni bir Anayasa yapılmasını, yeni anayasanın yapım sürecinde bizzat kendisi ya da üyesi bulunduğu sivil toplum aracılığıyla aktif rol almak istediğini ifade etti.



Araştırmanın sonuçlarının bilim ve medya gözüyle değerlendirileceği 22-23 Ekim 2011 tarihlerinde ‘Uluslararası Anayasa Kongresi' ile yeni anayasa sürecine ve çalışmalarına katkı sunmaya devam edeceklerini sözlerine ekleyen Gündoğdu, "Yeni bir anayasaya kavuşuncaya kadar çalışmalarımızı devam ettireceğiz" şeklinde konuştu.



Proje Koordinatörü Doç. Dr. Osman Can ise konuşmasında, toplumdaki yeni anayasa beklentisinin açığa çıktığını, ancak şimdiye kadar bu değişim talebine direnen bir siyasi iradenin var olduğunu söyledi. Bugün siyasi partilerin bir araya gelerek anayasa değişikliği konusunda mutabakat sağlanmış gibi bir görüntü verildiğini belirten Can, en küçük noktada siyasi partilerin kendi kırmızı çizgilerini gerekçe göstererek mutabakattan kaçma yönünde irade koyduklarını ifade etti. Araştırmanın, toplumun beklentileri açısından önemli sonuçlar içerdiğini söyleyen Osman Can, bundan sonra siyasi iradenin üstüne düşmesi gerektiğini ifade etti.

 

  • PAYLAŞ :