Önlem Alınmazsa Hastaneleri ve Sağlık Çalışanlarını Zor Günler Bekliyor!
26 Kasım 2018, Pazartesi

Memur Sen Manisa İl Temsilcisi ve Sağlık-Sen Manisa Şube Başkanı Mustafa Irgatoğlu 2003 yılından itibaren başlatılan sağlıkta dönüşüm programının başarıya ulaştığını ancak bir dizi önlemler alınmazsa hastaneleri de sağlık çalışanlarını da zor günlerin beklediğini söyledi. Memur Sen Manisa İl Temsilcisi ve Sağlık-Sen Manisa Şube Başkanı Mustafa Irgatoğlu yaptığı yazılı açıklamada, “Ülkemizde 2003 yılından itibaren sağlıkta dönüşüm programı uygulamaya konulmuş olup, gelinen noktada yapılan çalışmalar ve gerçekleşen dönüşüm kamuoyundan takdir toplamış ve başarıya ulaşmıştır. Bakanlığımızın politikaları doğrultusunda sağlıkta dönüşüm programına genel olarak yine en büyük destek, vicdanlarıyla kutsal bir görev ifa eden ve mesleğine duyduğu saygıyı benimseyen sağlık çalışanlarından gelmiştir. Çalışan sayısının yetersiz olmasına rağmen, halkın sağlıkta dönüşüm ile birlikte sağlık hizmeti sunumuna erişimi kolaylaşmış, var olan fazla iş yükü kat kat artmıştır. Yine son yıllarda artış gösteren sağlıkta şiddetin en önemli sebeplerinden bir tanesi de sağlık çalışanları üzerindeki fazla iş yükü olmuştur. Ortaya konulan özveriye rağmen çalışanlarımızın maddi açıdan mükafatlandırılması bir yana, aksine diğer kadrolarda görev yapan hizmet sınıflarına göre genel olarak gelir kaybına uğradığı rahatlıkla ifade edilebilecek bir gerçek haline gelmiştir. Hasta memnuniyetindeki en büyük payın sağlık çalışanlarının sunduğu hizmetten memnuniyet olduğu gerçeği göz ardı edilmeden, sağlık çalışanlarının sağlığı, güvenliği ve motivasyonu birlikte ele alınarak gerekli düzenlemeler hızla yapılmalıdır. Sağlık çalışanları göstermiş oldukları özveriye istinaden artık pansuman tedavi değil, hak ettikleri mükafatı alarak kalıcı bir tedavi istemektedirler. Bu noktada ek ödemelerdeki iyileştirmeler önemli bir yere sahiptir.” dedi. “Performansa dayalı ek ödeme sisteminden vazgeçilmelidir” Performansa dayalı ek ödeme sistemi Sağlıkta dönüşüm programının bir parçası olarak varlığını sürdürüyor. Bir ekip çalışmasının ürünü olan sağlık hizmetlerinin geleceği açısından, ekip ruhunu ve çalışma barışını bozan performans uygulamasından vazgeçilmesi gerektiğine inanıyor ve bunu her platformda dile getiriyoruz. Performans sisteminin uygulamaya devam etmesi sistemi tamamen çıkmaza sokacaktır. Buna mukabil hali hazırda devam eden performans sistemi ile ilgili olarak da sağlık çalışanlarının bugününe dair yaşadıkları sorunlara çözüm arayışlarını da devam ettirmek kaçınılmazdır. Bu anlamda sağlık çalışanlarının memnuniyetini artıracak ve onlara katma değer sunacak çalışmalardan birisi de ek ödemelerin artırılmasına yönelik faaliyetlerdir. Bugüne kadar yapılan iyileştirme çalışmaları ek ödeme mevzuatı çerçevesinde değerlendirilmiş olup, bu da sağlık çalışanlarını memnun etmemiştir. İyileştirme çalışmaları kapsamında ek ödeme mevzuatında yapılan üç ileri, beş geri katsayı değişiklikleri bir çalışanın cebindeki parayı azaltıp diğer bir sağlık çalışanının cebindeki parayı arttırmaktan ve pansuman tedavi olmaktan öteye gitmemiştir. Tüm kamu çalışanlarının maaşları enflasyondan etkilenmemeleri için artırılırken, sağlık çalışanlarının döner sermaye ek ödemeleri aynı seviyede kalmış ya da daha da azalmıştır. Döner Sermaye ek ödemelerinin emekliliğe yansıtılması düşüncesi de ayrımcılık ve yetersizlik sebebiyle ayrı bir mağduriyet konusu olmuştur.” diye konuştu. “SUT fiyatları geriye gitti, ek ödemelerin üzerindeki mali yük arttı” Son yıllarda sunulan hizmetin sayısal verileri artmaktayken sağlık çalışanlarının elde ettikleri döner sermaye miktarının geriye gitmesinin iki temel nedeni olduğunu kaydeden Irgatoğlu, “Birincisi sağlık tesislerinin üzerindeki mali yükün artması, diğeri de neredeyse 15 yıldır Sağlık Uygulama Tebliği ‘SUT’ fiyatlarının artmamasıdır. Dağıtılabilir döner sermaye hesabında hastanenin gelir tahakkuk tutarı yani hastanenin toplam geliri temel ölçüttür ve bu tahakkuk tutarı da mevcut SUT fiyatlarına göre faturalandırma rakamlarından oluşmaktadır. Yani SUT fiyatları artmazsa dağıtılabilir döner sermaye tutarı da şimdi olduğu gibi artmayacaktır. Bu iki ana sebep hastaneleri de sağlık çalışanlarını da iflasa sürüklemektedir.” dedi. Sorunlar ve çözüm önerileri Yaşanan sorunlar ve çözümleri hakkında da açıklamada bulunan Irgatoğlu şunları söyledi: “Döner sermaye gelirleri, giderek artan hizmet alım giderleri yani, temizlik, yemek, bilgi işlem, veri giriş ve benzeri kalemlerde artışlar, kadroya geçmelerine rağmen Döner Sermaye bütçesinden maaş alan çalışanlar, hazine hissesi, Sağlık Bakanlığı merkez payı ve SHÇEK Payı vergileri, 375 Sayılı KHK uyarınca ödenen sabit ek ödemeler, sabit ek ödemenin üzerinden ödenen gelir vergileri, özelikle 663 sonrası daha da artan standartlar ve kurumsal performans amaçlı hastane altyapı giderleri, nöbet ücreti, fazla mesai giderleri, dava masrafları, giderek artan tıbbi cihaz, sarf malzeme ve ilaç giderleri gibi yükler yüzünden personele yeteri kadar ayrılmamaktadır. Bununla birlikte, SUT fiyatlarının yıllardır artmaması hatta birçok kalemde fiyatların düşmesi nedeniyle de sağlık tesislerinin gelirleri maliyetlerini karşılayamaz hale gelmesi, dolaylı yollardan çalışanların ek ödeme oranlarını da düşürmüştür. Hem sağlık tesislerinin zarar eden kurumlar olmaktan kurtarılması hem de çalışanların hak ettikleri miktarda ek ödeme alabilmesi için SUT fiyatlarının gözden geçirilmesi gerekmekte olup, bu konuda ayrıca çalışmalar yapılmalıdır. Sonuç olarak; Döner Sermaye bütçesinden maaş alanların genel bütçeye geçirilmesi, diğer kamu kurumlarında olduğu gibi sabit ek ödemelerin genel bütçeden ödenmesi ve gelir vergisinden muaf tutulması, nöbet, fazla mesai yolluk gibi giderlerin genel bütçeden ödenmesi, hazine hissesi, Sağlık Bakanlığı merkez payı ve SHÇEK Payı vergilerinin kaldırılması, büyük onarım giderlerinin genel bütçeden karşılanması, SUT fiyatlarının üretilen hizmetin maliyetini karşılayacak seviyede olması gibi önlemlerin acilen hayata geçmesi gerekmektedir. Bunların hayata geçmesi sadece sağlık çalışanlarının hak ettikleri ek ödemeyi alması için değil, kamu sağlık tesislerinin de hayatını devam ettirebilmeleri ve sağlık sisteminin finansal sürdürülebilirliği açısından önemlidir.”

 

PAYLAŞ :