Sağlıklı Toplum, Sağlıklı Gelecek Hedefine Öncülük Etmek İstiyoruz
18 Ekim 2016, Salı

Sendikamız tarafından düzenlenen ‘Sağlıklı Toplum, Sağlıklı Gelecek’ sempozyumu, Sağlık Bakanı Prof. Dr. Recep Akdağ’ın da katılımı ile Ankara’da yapılıyor. Sempozyumun açılışında konuşan Genel Başkanımız Metin Memiş, Sağlık-Sen olarak Halk Sağlığı Günleri’nde, her yıl bir konuyu detaylı şekilde ele alarak farkındalık oluşturmayı hedeflediğimizi söyledi. Geçtiğimiz yıl, Sağlık Okur Yazarlığı temasının işlendiği sempozyum düzenlediğimizi hatırlatan Memiş, bu yıl da, ‘Sağlıklı Toplum, Sağlıklı Gelecek’ teması ile düzenlediğimiz sempozyum ile, ‘Sağlıklı Toplum ve Sağlıklı Gelecek’ hedeflerine öncülük etmenin yanı sıra, sağlık hizmetlerini, hem halkımız, hem biz sağlıkçılar için en nitelikli koşullara ulaştırmak istediğimizi ifade etti. 

Sağlığın tıbbi bir süreç olduğu kadar sosyal bir süreç olduğunu da söyleyen Memiş, “Tüm dünyada olduğu gibi, ülkemizde de bireyin sağlığını içinde yaşadığı çevrede koruyan sistemler inşa etmek kaçınılmaz bir ihtiyaç olarak kendisini hissettiriyor. Bu yüzden, sağlığı sosyal dinamiklerden bağımsız düşünmüyoruz. Yaşam boyu sağlık mücadelesinin temel hedeflerine ve stratejilerine baktığımızda, ekonomik, sosyal ve siyasal tabanlı bütün politikaları doğrudan etkilediğini ya da etkilendiğini görüyoruz.” Şeklinde konuştu.

Sağlık-Sen olarak, ulusal ve küresel halk sağlığı mücadelesinin aktif bir paydaşı olmanın gereğine inandığımızı ifade eden Genel Başkanımız Memiş, bu konuda kendimizi sorumlu hissettiğimizi kaydetti. 

HEDEFLERİMİZ İÇİN SASAM ENSTİTÜSÜ’NÜ KURDUK
Bu hedeflere hizmet etmesi amacıyla 2014 yılında SASAM Enstitüsü’nü kurduğumuzu belirten Memiş, “Sağlık ve sosyal hizmet politikaları başta olmak üzere sosyal politikanın bütün alanlarında bilimsel faaliyetler yürütmek, toplumsal gelişimi teşvik edici çalışmalar gerçekleştirmek gibi amaçlar doğrultusunda kısa zaman diliminde önemli çalışmalar ortaya koyduk. Geçen yıl Halk Sağlığı Günlerinin ana teması olarak seçtiğimiz sağlık okuryazarlığı konusunda da Türkiye’de yapılan ilk bilimsel araştırmayı gerçekleştirdik. 23 ilde yaklaşık 5 bin kişi ile önemli bir çalışmaya imza attık. Sağlık Okur Yazarlığı konulu panelimizde de araştırmamıza ait sonuçları katılımcılarla paylaştık.” Dedi.

Şiddet başta olmak üzere artan iş sağlığı riskleri, iş yükü, mesleki tükenmişlik gibi sorunları başa çıkılamaz hale getiren en temel olgunun, sorumluluk bilincinden uzak ve kışkırtılmış sağlık hakkı algısı olduğunu belirten Memiş, sağlık hizmetini normalleştirecek bir politik kararlılığa ihtiyaç olduğunu kaydetti. 

SİYASET KURUMU ÖNCÜLÜK YAPMALI
Memiş, bireysel, sektörel ve toplumsal düzeyde halk sağlığını önceleyen bir sosyalizasyon hedefleniyor ise, bu hedefe siyaset kurumunun liderlik etmesi, halka dönük mesajlar boyutuyla sağlığı siyaset üstü bir konu olarak gündemine alması gerektiğini ifade etti.
Sağlık-Sen olarak sistemin ruhuna uymayan palyatif çözüm arayışlarını doğru bulmadığımızı da dile getiren Metin Memiş, “Artık tedavi edici değil koruyucu sağlık hizmetleri için daha fazla enerji harcamak zorundayız. 2. ve 3. basamak sağlık tesislerine erişimin istatistiki sonuçlarına göre değerlendirme yapmaktan uzaklaşmalıyız. Hem sağlık işgücü hem de sağlık giderleri açısından sürdürülebilir sağlık politikalarını önemsemeli ve artık 1. Basamak sağlık hizmetlerine erişimi özendirmeliyiz.” Dedi.

Sağlık Bakanlığı’nın aile sağlığı ve toplum sağlığı hizmetlerini halkımız için etkin, ulaşılabilir ve tercih edilebilir noktaya taşımanın yollarını araması gerektiğini de dile getiren Genel Başkanımız Memiş, “Aile ve toplum sağlığı hizmetlerini yürüten sağlık profesyonellerini, halkımızın sağlık bilincini biçimlendirecek sosyalizasyon ajanları olarak güçlendirmek gerektiğine inanıyoruz.” Şeklinde konuştu. 

SAĞLIK ÇALIŞANLARI EN ZOR ŞARTLARDA BİLE GÖREVİNİ AKSATMIYOR
Genel Başkanımız konuşmasında sağlık çalışanlarının zor şartlarda bile görevinin başında olduğunu, sağlık hizmetinin sunulmasında bir aksamaya izin vermediğini ifade etti. 3 ay önce içimizde pusuya yatmış Fetullahçı Terör Örgütü’nün asker kıyafetli hainlerinin, seçilmiş hükümete ve aslında aziz milletimizin iradesine darbe yapmaya kalktığını söyleyen Memiş, “Gözü dönmüş vatan hainleri, halkın üzerine kurşun yağdırıp, meclis bombalayıp sayın Cumhurbaşkanımızın canına kast etme cüretine girdiler. 15 Temmuz gecesini kabusa çevirmek isteyen teröristlere karşı hep birlikte karşı koyduk. Memur-Sen olarak 1 milyon üyemiz ve aileleri ile o gece Türkiye’nin tüm şehirlerinde darbe kalkışmasının ilk dakikalarından itibaren sokaklara indik.” Dedi.

Gece gündüz demeden sağlık çalışanları olarak milletimizin sağlığına hizmet ettiğimizi de belirten Memiş, o kabus dolu gecede; başta Ankara ve İstanbul olmak üzere tüm Türkiye’de on binlerce sağlık çalışanının görevi başında olduğunu, sadece mesaisi olanların değil, evlerinden koşup hastanelere gelen sağlık çalışanları olduğunu belirtti. 

Dış güçlerin Türkiye’yi ateş çemberinin içine dahil etme kötülüğüne ülkemizdeki hainlerin de destek verdiğini belirten Memiş, PKK ve FETÖ’nün ihanet ittifakının, Doğu bölgemizde bir istikrarsızlık, kutuplaşma ve kaosun yaşanmasını amaçladığını ve bunun için var güçleriyle çalıştıklarını söyledi. 

ÜLKEMİZ ALEYHİNE ÇALIŞAN SENDİKA VE MESLEK ÖRGÜTLERİ VAR
Merkezi New York’ta bulunan İnsan Hakları İçin Hekimler adlı sivil toplum kuruluşunun, özellikle Türk Tabipleri Birliği’ne (TTB) ve Sağlık Emekçileri Sendikası’na (SES) bağlı birkaç üyenin ifadelerine göre hazırladığı raporun gerçek dışı beyanlarla dolu olduğunu söyleyen Metin Memiş, “13 Ağustos 2016’da yayınlanan bu rapor, Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde yaşanan güvenlik operasyonları sırasında verilen sağlık hizmetleri ile ilgili asılsız değerlendirmeleri içeriyor. Operasyonların devam ettiği o süreçte bölgeye özellikle gitmiştim. Sağlık çalışanlarımızın fedakarlıklarına, güvenlik güçlerinin hassasiyetine ve bölge halkının samimiyetine bizzat tanıklık ettim.  O yüzden, öyle kimse kusura bakmasın mesnetsiz iddialarla Türkiye’yi Avrupa’ya şikayete koşanlara, sağlık hizmetleri sunumunda sanki bir acziyet yaşayanıyormuş gibi bir algı yönetimine girenlere, TTB gibi SES gibi neye hizmet ettiği belli olmayan örgütlere meydanı bırakmayız” şeklinde konuştu. 

Sağlık-Sen olarak önemli ve tamamen gerçek bir rapor hazırladığımızı ve AB ülkeleriyle STK’lara bu raporu gönderdiğimizi dile getiren Memiş, “Gerek operasyonların yapıldığı olağanüstü dönemlerde gerekse halihazırda sağlık tesislerine ulaşıma, evde bakım hizmetlerine kadar istisnasız sağlık hizmetleri sunumunda bir eksen kayması, bir sapma, bir acziyet, başarısızlık kesinlikle ve kesinlikle söz konusu değildir. Sağlık çalışanlarımız, canla başla bölge halkına 7/24 hizmet etmektedir.” dedi.

Son 10-12 yılda kısıtlı insan kaynağı ile Cumhuriyet tarihinin en büyük reform hareketinin sağlıkta gerçekleştirildiğini de söyleyen Memiş, kişi başı sağlık kurumlarına başvuru sayısının en az 3.5 kat, ilaç tüketiminin en az 3 kat arttığını, sağlık hizmetlerinden memnuniyetin yüzde 39’lardan 75’lere yükseldiğini kaydetti. 


Bütün bu gelişmelere rağmen insan ve toplum sağlığımızı ve sağlık sistemimizin sürdürülebilirliğini tehdit eden sorunların da ciddi şekilde büyüdüğünü söyleyen Memiş, bütün dünyayı muzdarip eden, sağlık sistemlerini hizmet üretemez noktaya getiren küresel sağlık tehditlerinin ülkemizde de ciddi şekilde hissedildiğini ifade etti.

 

 

PAYLAŞ :