Memiş: Ebeler ve Hemşireler Sağlık Ailesinin En Değerli Varlıklarıdır
18 Mayıs 2016, Çarşamba

Genel Başkanımız Metin Memiş, İstanbul’da Genel Merkezimiz tarafından düzenlenen, ebeler ve hemşirelerin sorunlarının masaya yatırıldığı 2. Hemşire Gündemi Sempozyumuna katıldı. Yoğun bir katılımla gerçekleşen toplantıda konuşan Genel Başkanımız konuşmasına Şefkat Kahramanları ebe ve hemşirelere teşekkür ederek başladı.

Ebe ve hemşirelerin mesleklerini layıkıyla yerine getirmesinin yanında birer eş, birer anne olarak çok ciddi bir sorumluluk taşıdığını ifade eden Genel Başkanımız Memiş, “Sağlık-Sen olarak her yıl ebeler ve hemşireler haftası ile anneler gününü bir arada kutlayan çeşitli etkinlikler gerçekleştiriyoruz. Bu yılda Genel Merkez ve Teşkilatımızla yurt genelinde etkinlikler gerçekleştirdik. Genel Merkez Yöneticileri olarak terör bölgesindeki hemşire kardeşlerimizle bir arada olmak için Cizre’ye gittik. Bugün de İstanbul Şubemizin emeğiyle hazırlanan sempozyumda sizlerle sorunları ve ideallerimizi paylaşmak için bir aradayız. Bu vesileyle bütün hemşirelerimize, ebelerimize ve annelerimize sevgilerimi, saygılarımı sunuyorum. Siz değerli ebe ve hemşirelerimizin mesleklerini layıkıyla yerine getirmesinin yanında birer eş, birer anne olarak çok ciddi bir sorumluluğu yerine getiriyor olmanız da ayrıca saygıya değer bir husustur. Bu nedenle başta hemşire olan eşim olmak üzere bütün hemşire ve ebe kardeşlerimi minnetle tebrik ediyorum.” dedi.

 

 

SAĞLIK AİLESİNİN EN DEĞERLİ VARLIKLARISINIZ

Şeyh Edabali’nin “insanı yaşat ki devlet yaşasın, İnsanı yücelt ki devlet yücelsin” sözlerini hatırlatan Memiş, “Sizler, hayatı kutsal bir emanet sayarak eşsiz bir fedakarlıkla insanımıza hizmet eden sağlık ailesinin en değerli varlıklarısınız. İnsan denildiğinde, can denildiğinde acılarınızı, yorgunluklarınızı, kırgınlıklarınızı, uğradığınız haksızlıkları bir kenara bırakarak erdemli ve yüce bir ruhla  insanımızın yardımına koşuyorsunuz. Şöyle bir baktığımızda iş hayatımıza, hastanelerde, afet bölgelerinde, terör bölgesinde kısaca hayatın en zor ve riskli alanlarında hayata hizmet için koşturuyoruz. Hak ve halk nazarında son derece değerli bir mesleği icra ediyoruz. Bir hayat kurtarmayı bütün insanlığı kurtarmakla eş sayan Rabbimizin şafi isminin tecellisi için hizmet ediyoruz. Medeniyetimizi farklı ve eşsiz kılan bakış da budur. Şeyh Edabali’nin “insanı yaşat ki devlet yaşasın, İnsanı yücelt ki devlet yücelsin” anlayışının ete kemiğe büründüğü hizmet alanı sağlıktır. Bu yüzden diyorum ki, şayet Yeni Türkiye yaşatma ideali üzerinde büyüyecekse ilhamını sağlık çalışanlarından almalıdır. İnsana ve hayata hizmet konusunda bu ruhu korumak ve geliştirmek devletin asli görevi olmalıdır. Çünkü hemşirelik mesleği insan ve vatan sevgisiyle yoğrularak bugünlere gelmiştir. İlk hemşirelerimizi bu vesile ile rahmet ve minnetle anıyorum.” sözleriyle ifade etti.

 

 

BAŞARI HİKAYESİNİ SEKTEYE UĞRATACAK CİDDİ RİSKLER VAR

Türkiye’nin son 12 yılda, sağlıkta tarihi dönüşümlere imza attığını vurgulayan Genel Başkanımız Memiş,  halkımızın en çok memnun kaldığı kamu hizmeti sağlık olduğunu ve sağlık çalışanları reformların yükünü bugüne kadar çok büyük fedakârlıklarla omuzlarında taşıdığını söyledi.

Memiş, “Ancak bugün sağlık hizmeti üretim sürecini sıkıntıya sokacak, başarı hikâyesini kesintiye uğratacak ciddi risklerle karşı karşıya olduğumuzu görmemiz gerekiyor. Bir taraftan, sağlık okuryazarlığı yetersiz olduğundan toplumun sağlık hizmetlerini bilinçsiz tüketimi, diğer tarafta mesleki tükenmişlik yaşayan sağlık çalışanları… Reform sürecinin bu iki sorunu yönetecek politikalarla güçlendirilmemiş olmasından dolayı sağlık sistemimizi tehdit eden bu riskler daha da büyüyor.” şeklinde konuştu.

 

 

“Sağlık-Sen olarak yıllardır, sağlık emeğini güçlendirecek politikalara ihtiyaç olduğunu seslendirmeyi sürdürüyoruz. Neyi değiştirmeliyiz, neyi dönüştürmeliyiz konusunda bizzat sahada yaşadığımız tecrübeler ve gerçekleştirdiğimiz bilimsel çalışmalar neticesinde ulaştığımız çok önemli tespitler ve önerilerimizi yetkililerle paylaşıyor ve hakkaniyetli değişimler yaşanması için mücadele veriyoruz. Bu hususlardan bazılarını sizlerle paylaşmak istiyorum:

* Bunlardan birisi her türlü politika ve uygulamada sağlık çalışanlarının mesleki saygınlığını, ekip anlayışını koruyan yaklaşım sergilenmesi gerekmektedir.

* Bir ekip hizmetinin başarısında olmazsa olmaz duygular, güven ve adalete olan inançtır.

* Performans uygulamaları başta olmak üzere çalışma koşulları ve haklar bağlamında ayrımcı uygulamalar önlenmeli, üretilen hizmetin kıymetinin, ekibin bütünlüğü içinde takdir görmesi esas olmalıdır.

* Bir diğer değişim ise yönetim anlayışında yaşanmalıdır. Sahanın gerçeklerini tanımayan bürokratik buyurganlık eski Türkiye’de kalmalıdır. Unutulmamalıdır ki devletin emrinde onuruyla hizmet eden sağlık çalışanları, mesleğinin gereğini aldığı emre göre değil, taşıdığı sorumluluk bilinciyle yerine getirmektedir. Mesleğini icra ederken karşılaştığı sorunlar ise onu sağlık sisteminin geleceği konusunda yetkin bir tecrübeye taşımaktadır. Bu tecrübeyi yönetim süreçlerine katacak bir vizyon ortaya koymak gerekmektedir. Sağlık hizmeti üretim sürecine çalışanların ortak edilmesi, karar süreçlerine katılımının sağlanması, başarıyı kalıcı kılacak anahtar değer içermektedir.

* Başka bir ihtiyaç ise sağlık emeğine yatırım konusunda nitelikli dönüşümün sağlanmasıdır.

* En doğru yatırım insana yapılan yatırımdır anlayışıyla mesleki gelişim ve uzmanlaşmaya önem verilmeli, eğitim süreçleri nitelikli hale getirilmeli, eğitimi teşvik edecek ödül mekanizmaları geliştirilmelidir.

* Bir diğer dönüşüm ise istihdam stratejileri ve insan kaynağı planlaması alanında yaşanmalıdır. Sağlık sisteminin geleceği açısından en büyük tehlike yetersiz istihdama bağlı ağır iş yüküdür. 14 yılda 3 kat artan sağlık hizmeti varken, istihdam 1 kat bile artmış değil. Hemşire istihdamı konusunda Avrupa ülkeleri arasında en sondayız. 400 bin hemşireye ihtiyacımız var ancak hemşire sayımız 150 bin bile değil Sağlık Bakanlığının, bu farkı kapatmak için daha fazla gayret göstermesini arzu ediyoruz. Sayın Bakanın açıkladığı 26 bin yeni istihdam, geçmiş yıllarla kıyaslandığında önemli bir rakam. Ancak iş yükünün insani düzeye eriştirilmesi için  daha etkin istihdam politikaları uygulanmalıdır.

* Sağlıkta istihdam yönetiminin eğitim ayağına baktığımızda ise, tıbbi sekreter mezun ediyoruz, perfüzyonist mezun ediyoruz, evde bakım teknikeri mezun ediyoruz, ergoterapist mezun ediyoruz, ancak bu uzmanlık dallarından mezun olanları istihdam etmeyip bu görevleri hemşirelere, ebelere yüklüyoruz. Bu da insan kaynağı yönetiminde değişmesi gereken en büyük çarpıklıktır.

* Hükümetimizin taşeron sistemi değiştiren çok önemli bir adımı oldu. En çok taşeron çalıştıran Bakanlık olarak yaşanan gelişmeden memnunuz. Ancak işçi memur arası bir statü tanıma arayışlarını, bu sürecin hakkaniyetli şekilde tesisi ve iş barışının korunması noktasında endişe verici buluyoruz. 

* Sağlık emeğine bakışta çalışan dostu anlayışın yerleşmesi de bir diğer önemli ihtiyaçtır. Çalışan haklarını ve güvenliğini önemsizleştiren yönetim anlayışı değişmelidir. 

* Bunun için yönetici performansında, çalışanların çalışma koşullarına ilişkin değişimler en yüksek başarı kriterleri haline getirilmelidir.”

 

 

Bütün sağlık çalışanlarımızı etkileyen bu temel sorunlara ek olarak hemşire ve ebelerimizin mesleki sorunlarını da yakinen takip ediyor ve çözümü için mücadele ettiklerini hatırlatan Genel Başkanımız, “Hemşirelik ve ebelik dediğimizde aynı zamanda kadın emeğinden bahsetmiş oluyoruz. Aynı zamanda annelikten bahsetmiş oluyoruz. Bu nedenle sendikal perspektifimizi belirlerken, çalışma koşulları ve sosyal haklar bağlamında politika geliştirirken, hem emeğin ve mesleğin sorunlarının çözmek, hem de kadın emeğini çalışma hayatımız içinde güçlü tutmak hedefiyle hareket ediyoruz. Bir kadın, bir anne, bir eş ve bütün bunların yanında mesleğini yerine getiren hemşire ve ebeler olarak sizlerin daha güçlü bir şekilde ayakta durabilmenizi sağlama gayretiyle çalışıyoruz.” dedi.

HER ALANDA SAĞLIK ÇALIŞANLARININ EMEĞİNİN TAKİPÇİSİYİZ

Sağlık çalışanlarının hakkını her alanda demokratik bir biçimde savunduklarını ifade eden Genel Başkanımız, “Bildiğiniz gibi TBMM’ye sevk edilmek üzere olan torba yasa hazırlandı. Yıpranma payı, şiddetle mücadele, başta olmak üzere önemli düzenlemeler içeren bu tasarının iyi yanlarını güçlendirmek, haksızlık içeren hükümlerini ortadan kaldırmak için demokratik haklarımızı sonuna kadar kullanıyoruz. Torba yasa ile gündeme gelen konular Sağlık-Sen’in sendikal taleplerinin sonucudur. Bunlardan birisi şiddet konusudur. Sağlıkta şiddet diğer kurumlara oranla 16 kat daha fazla dedik. Bakanlık ile birlikte yetkili sendika olarak 2011 yılında bir sempozyum yaptık, sorunları gündeme taşıdık ve bir kampanya başlattık “emeğe saygı, şiddete sıfır tolerans”. O sürece kadar hasta hakları olduğu gibi çalışan hakları olmalıdır diyorduk. Sempozyum raporları sonrasında Bakanlık adım attı ve çalışan hakları birimleri kuruldu. Şiddet kayıt altına alınmaya başladı. Şiddete uğrayanlara bakanlık tarafından hukuki destek verilmeye başlandı Şimdi torba kanunda şiddet ve hakarete tutuklama getiren düzenleme yer alıyor. 2015 yılında çok güzel bir toplu sözleşme dönemi yaşadık. Genel kazanımların yanında sağlık alanında da ciddi kazanımlar sağladık. Uzman ebe ve hemşirelerin kadro unvan katsayılarının özel hizmet tazminatı. 5 puan artışı Ayda 5 gün yılda 10 günlük izinlerde döner sermayeden kesinti yapılmaması kadro unvan katsayısı 0.5 puan artırılması tavan oranlarının yüzde 150’den 170’e çıkarılması. Bütün bu kazanımlar Sendikal mücadelenin gücünü ve önemini yansıtan kazanımlardır.” sözleriyle ifade etti.

 

 

SAĞLIK ÇALIŞANLARININ FEDAKÂRLIKLARI KARŞILIKSIZ BIRAKILMAMALIDIR

Sağlık reformundan bu yana ağır yükün taşıyıcısının sağlık çalışanları olduğunu vurgulayan Genel Başkanımız Memiş, “Sağlık çalışanları ve özellikle sayıları yetersiz olan hemşirelerimiz sağlık reformların yükünü bugüne kadar çok büyük fedakârlıklarla omuzlarında taşıdı. Bu fedakârlık artık karşılıksız bırakılmamalıdır, çalışma ortamlarında onlarca mesleki riski göze alarak çalışan, hemşirelerimizi, sağlık çalışanlarımızı, ruhen, bedenen ve sosyal açıdan güçlendirecek adımlar atılmalıdır diyoruz. Büyük Sağlık Sen ailesi olarak, sağlık emeğinin hakkaniyetli, güvenli bir geleceğe kavuşması için sizlerin hukukunu, meslek onurunu korumak adına sizlerden aldığımız yetkiyi en güçlü şekilde hizmete dönüştürmek için var gücümüzle çalışacağız. Sizler, aydınlık geleceğimizin teminatı olarak her zaman başımızın tacısınız. Hayatı değerli ve yaşanılır kılan adaletin çalışma ortamlarımızda hakim kılınması için en ufak bir taviz vermeden mücadeleye devam diyor bir kez daha ebe ve hemşire kardeşlerimize, sağlıklı, mutlu ve huzurlu bir gelecek diliyor, sempozyumun sonuçları itibarıyla hayırlar getirmesini diliyorum.” diyerek konuşmasını tamamladı.

 

 

Tüm gün sürecek olan sempozyumun ilk oturumu protokol konuşmalarının bitimiyle başladı. İlk oturumda Sağlık Bakım Hizmetleri konusu masaya yatırıldı. Prof. Dr. Hamza Müslümanoğlu’nun oturum başkanlığı yaptığı ilk oturum, 21. Yüzyılda Hemşirelik sunumuyla Prof. Dr. Haydar Sur, Toplumun Bilinçlendirilmesi Konusunda İtici Güç: Hemşirelik sunumu ile Prof. Dr Selma Doğan ve Sağlık Bakım Hizmetlerinde Hemşirenin Rolü sunumu ile Sevgi Demiray’ın katılımı ile yapıldı.

İkinci oturum ise Ebelik ve Hemşirelikte Yasal Sorumluluklar başlığı ile Prof. Dr. Erol Kısmet’in oturum başkanlığı ile başlarken,  oturumda ilk sözü Ebe-Hemşirelerin Yasal Sorumlulukları ve Hukuksal Boyutu sunumu ile Doç Dr. Kadriye Kart Yaşar aldı. Doç. Dr. Oğuz Özyaral’ın İş Sağlığı Güvenliği ve Çalışma Koşulları konusu ile devam eden oturumun son konusu ise Ebelik ve Hemşirelik Mesleğinde Malprakris sunumu ile Av. Halide Yaşar’ın oldu.

Üçüncü ve son oturumda Hemşirelik Mesleğinin Geleceği konuşuldu. Oturum başkanlığını Prof. Dr. İhsan Bakır’ın yaptığı oturumda Ebe-Hemşire Eğitiminde Yeterlilik konusunda Doç. Dr. Leman Şenturan, Ebe ve Hemşirelikte Mezuniyet Sonrası Eğitim konusuyla Gülser Şerbetçi ve son olarak Hemşirelerin Gelecek Fırsatları ve Yenilikçi Hemşirelik Alanları sunumu ile Öğr. Gör. Pınar Doğan konuşması ile sonlandı.

 

 

2. Hemşire Gündemi Sempozyumu’na Genel Başkanımız Metin Memiş’in yanı sıra Genel Başkan Vekilimiz Semih Durmuş, Genel Başkan Yardımcılarımız Himmet Bayar, İdris Baykan, Mustafa Örnek, Abdülaziz Aslan Sağlık Hizmetleri Genel Müdürü Nurullah Okumuş ve Bölge Sekreterleri Erol Kısmet, Kadriye Kart Yaşar, Prof. Dr. Hamza Müslümanoğlu katıldı.

 

 

 

PAYLAŞ :